EVH Wolfgang Special
Eddie Van Halen’ın gitar dünyası
üzerindeki etkisi yadsınamaz. 70 sonlarından beridir adam ne kullansa olay
oluyor bir şekilde. Özellikle gitarları (ve amfisi) büyük kitleleri de peşinden
koşturuyor. İlk yıllarında Charvel ve Kramer gibi firmaların patlamasına büyük
katkı sağladıktan sonra 90’larda kendi imzalı modeline de kavuştu. Wolfgang
onun kendi imzalı serisinin adı oldu hep. Music Man ve Peavey firmalarıyla
çalıştı ve her ikisindeki modeller de karakter anlamında oldukça yakın aletlerdi.
İlerleyen yıllarda ise Eddie kendi işini, sağlam bir destekçi firma ile
çalışarak, kendi halletmeye karar vermiş olmalı ki Fender ile anlaşarak EVH’ı
kurdu. EVH’ın üretim hattına baktığımızda ise üç ana model kategorisi ile
karşılaşıyoruz; Wolfgang USA Custom, Wolfgang USA ve Wolfgang Special. İşbu
gitar da Eddie’nin kendi adına ürettirdiği EVH Wolfgang’lerin Japonya üretimi
olan ve görece daha hesaplı fiyatlı versiyonu;
Her zamanki gibi katalog
bilgileri ile başlayalım;
Model : Wolfgang Special
Renk : Tobacco Burst
Gövde Ağacı : Ihlamur (Üstte
akçaağaç kaplama)
Perde Sayısı : 22
Perde Boyutu : Eski Usül
Pozisyon İşaretleri : Siyah
noktalar
Tuşe Çapı : 12"-16"
Konik (birleşik)
Klavye Ağacı : AA Kuşgözü
Akçaağaç
Sap Ağacı : Yıldızkesim Akçaağaç
Sap Cilası : İnce Poliüretan
Üst Eşik Genişliği : 41,3 mm
Tremolo : EVH markalı Floyd Rose
Tremolo ve EVH D-Tuna
Köprü Manyetiği : Custom Designed
EVH Humbucker
Sap Manyetiği : Custom Designed
EVH Humbucker
Manyetik Seçimi : 3 Yönlü Anahtar
Gitar size çok şık bir hardcase
içinde ulaşıyor ve Fender’in son dönem çantalarını andıran bu çantayı, hardcase
düşmanı olarak (taşımaya düşman elbette) çok sevdim. SKB tarafından üretilen dengeli
ve kavraması kolay bir çanta.
Gitarı elimize aldığımızda insanın aklından bir “Vooooaaaaa” hissi geçiyor ılgıt ılgıt
Çantanın en güzel tarafı ise harikulade bir
gitara doğru giden yoldaki bir geçiş olması. Zira açtığınız anda kırmızı
kadifeler için son derece seksi bir gitar size göz kırpıyor durumda. Aslında
bir de goldtop olsa aklıma Marilyn Monroe gelecek, hani vardır ya onun meşhur
bir pozu, fonda kırmızı kadife filan (merak eden buraya tıklasın), tam da o tarz bir seksilikten
bahsediyorum. Gitarı elimize aldığımızda
insanın aklından bir “Vooooaaaaa” hissi geçiyor ılgıt ılgıt. Gitarın gövdesi
oldukça hafif bir ıhlamurdan yapılmış. Gövdenin üzerindeki bükülmüş akçaağaç
(quilted maple) kaplama gitarın sahip olduğu albeninin özü belki de. Oldukça
güzel figürlere sahip bir kaplama ağacı tercih edilmiş, akabinde de gayet zarif
bir şekilde boyanmış, cilalanmış. İlaveten,
gövde kenarlarına ince bir şekilde işlenmiş yanık (burst) figürü de epey
zarafet kazandırıyor. Gövde tasarımı olarak Peavey veya Music Man’in Gövde
tasarımı büyük ölçüde buraya da, gitarın ana hatlarına taşınmış. Ancak şunu
belirtmek lazım, görsel tasarım olarak olmasa bile, gövdenin bir tele gibi dümdüz
olması bazı rahatlık sıkıntıları yaratıyor. Tele kullanıcıları ne demek
istediğimi bilirler, gövdede rahatlık hatlarının (comfort contour) bulunmaması,
her ne kadar atla deve olmasa da, çalım süresi uzadıkça da artan bir
rahatsızlık hissiyatı yaşatır. İşte aynı şey Wolfgang Special için de geçerli. Bu
durum EVH’ların Amerika üretimi olanlarında geçerli olmasa gerekir, öte yandan
zira o modellerde yuvarlatılmış bir üst gövde yapısına sahip.
Kuşgözü akçaağaçtan yapılan sapa
geldiğimizde ise dikkatimi çeken ilk şey sapın gövdeye açılı bir şekilde
girmesiyle yakalanmış oldukça düşük seviyelere çekilmiş olan tel yüksekliği
oldu. Sap profil itibariyle genele hitap etme konusunda sempati toplayacak bir
forma sahip. Bana göre hem kalın, hem de ince sap sevenler kendilerince rahat
edebilirler. Asimetrik sap profili rahatlığı arttıran bir unsur. Tuşe ağacının,
sap ağacından farklı olması, tek parça akçaağaç saplarının fanatiklerine eksi
bir özellik gibi gelebilirse de Leo Fender’in ömrünün son yıllarında bu türdeki
birleşimleri daha fazla sevdiğini röportajlarında dile getirdiğini de
anımsatmak gerekir. Sitesinde verilmeyen bir bilgi olarak gitarın perdelerinin
paslanmaz çelikten olduğunun da notunu düşmek lazım. Ama perdeleri muhteşem
yapan şey malzemeleri değil mükemmele yakın işçilikleri. Perde kenarlarına,
genel formlarına, genel cızlama bızlama durumlarına, nizamlarına bakıyorum ve
hepsinde de arayışım beyhûde çıktı. Yalnız paslanmaz çelik perdelerle ilk
karşılaşmam değil ve onlar hakkında deneyimim arttıkça Dan Erlewine’ın “Guitar
Repair Guide” adlı kitabındaki söylemine katılabilir durumdayım, paslanmaz
çelik birincil tona biraz daha kırılgan bir tizlik katıyor gibi. Tarif etmesi
zor ancak ecnebilerin “crisp” dedikleri gevrek incelik durumu oluyor. Seveni olur,
sevmeyeni olur o ayrı. İyi veya kötü demiyorum ama bu karakter, geleneksel
perdelere alışkın ve özellikle açık tonlarda çalanlarca yadırganabilir.
Ayrıca
perde aralarında, aynı James Tyler Studio Elite incelememde belirttiğim çok hafifçe
oyukluk burada da mevcut. Hala aynı görüşteyim, çok basit bir şey ama bana göre
büyük rahatlık, yerli gitar yapımcılarına da öneririm. Konik tuşe çapı
harikalar yaratıyor desem o kadar da değil :) Evet işe yarıyor ama 12 inç’lik
tuşe eğrilik çapından ötesinde çok sıkıntı yaşanmıyor zaten. Genelleme yapacak
olursam 9” – 14” arası bir geçiş daha anlamlı olabilir. Bahsetmeden geçmemek
gereken unsurlardan diğeri de sap arkasının cilâsı. Poliüretan ama varlığı ile
yokluğu anca belli oluyor. Cidden çok çok ince atılmış ve bunu çok sevdim.
Evet, dayanım için iyi değil ama hissiyat ve titreşim sönümlendirmemesi
açısından en güzeli.
Kullanılan bazı parçalardan da
bahsedelim. Öncelikle gitarın tremolo ünitesi Floyd Rose tarafından üretilmiş,
EVH özel modelleri. Üstelik üzerlerinde montaj aşamasından “D-Tuna” adı verilen
bir ünite mevcut. Harici olarak da satılan bir ürün aslında bu ama ilk alımda
standart opsiyon olarak gelmesi çok iyi zira bu D-Tuna faydalı bir icat. Üst mi
teli tarafındaki bir uzantı var, fotoğraflarda da görebilirsiniz, bu
zamazingoyu geriye çektiğinizde üst telinizi zahmetsizce Re’ye
çekebiliyorsunuz. Aynı şeyi ileri ittiğinizde ise eski cici mi’nize geri
dönüyorsunuz. Sabit köprüde zaten basit bir işlem, biliyorsunuz. Ancak floyd
rose ve türevlerinde pratik bir şey değil. Dolayısıyla sahne aldığında standart
akord/D dönüşümü yapanlar için büyük kolaylık. Köprünün kendisi ise çok sağlam,
bir floyd rose ne kadar iyi olabilirse işte. Azılı bir F.Rose düşmanı olarak
daha fazla methiye düzemeyeceğim :) Akord burguları Gotoh tarafından üretilmiş
ve yarı geçirgen beyaz kulakları ile son derece zarif. Elektronik tarafta
potlar EVH için Bourns tarafından özel olarak üretilmiş potlar. Biri 500K
(volüm), diğeri de 250K (ton). Ayrıca çok önceden yazdığım “Strat’ın doğaltonunu iyileştirmenin 12 yolu” yazısında da belirttiğim bir konu vardı,
elektroniklerin ve/veya tremolo yaylarının vs. bulunduğu havuzların boyadan
arındırılarak, ağaca nefes alacak yer bırakılması konusu idi. Bu gitarda,
yazmış olduğum öneriye uygun bir üretim yapılmış ve hem potların vs. bulunduğu
elektronik havuzu, hem de tremolo oyuğu tamamen boyasız. Bir artı daha! Manyetikler
de ayrı güzel. Gövdeye sıkı bir şekilde vidalanmışlar ve yükseklik ayarı yapma
imkanınız yok. Bu manyetikleri kullandığınız sürece gerek de yok gerçi ya.
Zebra (biri siyah, biri krem rengi) bobinlere sahip. Bana sap manyetiğinin ters
bağlanması ilginç geldi bu arada. Normalde vidalı bobin kafa tarafına bakar sap
konumundaki manyetikte ve bunda, aynen John Petrucci imzalı modellerinde (hem
Ibanez, hem EBMM) olduğu gibi çivili taraf önde. Daha da tuhafı sap manyetiği
16,40K Ohm, köprü manyetiği 13,80 K Ohm çekiyor. Cidden tuhaf zira normal
şartlar altında (NŞA) sap manyetiği daha zayıf ve daha az sarımlıdır. Ters
mantık veya bir EVH ilginçliği?
Gelelim aletin işitsel
karakteristiklerine. Bu gitar hakkında beni en çok şaşırtan, ters köşeye
yatıran özellik ses uzaması oldu. Bir tele vurun veya Gary Moore-vari bir
distorsiyon seviyesinde, tıpkı Gary gibi bir teli penalayıp teli bükün ve sesin
nasıl olup da uzadığına şaşırın. Ciddiyim! Bugüne kadar çaldığım en uzun doğal
sustaine sahip Floyd Rose Tremololu gitar. Gitarın birincil tonundan bahsetmek
gerekirse “dengeli” ve “yumuşak” kelimelerini kullanabilirim. Dengeli, zira
tonal anlamda diğerine baskın çıkacak şekilde vurgulu özel bir frekans grubu
duymadım. Ancak orta frekansların bas tarafının (low-mid) karakteri ve tiz
frekanslardaki yuvarlaklık nedeniyle yumuşak olarak tanımlamak mümkün. Ancak
yüksek kazançlı bir amfide işler daha da çetrefilli bir hal alıyor ve tam bir
rock makinası ile karşı karşıya olduğunuzu fark ediyorsunuz. Tonlar genel
anlamda parlakça ve güçlü. Netlik güçlü bir avantaj. Köprü manyetiğini
özellikle sevdim. Tam da bu işlere biçilmiş kaftan. Güçlü, kütleli ama çamura
bulanmışçasına kirli değil, hala net kalabiliyor. Hani yüksek kazanç altında
bile, özellikle sarımsız tellerde hissedersiniz, telleri tek tek duyabilirsiniz
ya bazı gitaristlerin tonunda, işte o netlik ve tellerin tek tek fark
edilebilir olması hali burada mevcut. Aslında özellikle Van Halen riffleri
çalarken yaşattığı hissiyatı Seymour Duncan’ın Custom Custom modeline
benzetmedim desem yalan. Aslında direnç değerleri filan da yakın ama işte bu
manyetikle ilgili çok bilgi yok etrafta. Neyse, POD’un Soldano SLO100
modellemesiyle rahatlıkla “Unchained” sularında yüzmek mümkün. Veya bir iki
ayarla “Ain't Talkin' 'Bout Love”, “Running with the Devil” taraflarında da... Elbette
D-Tuna burada, akord düşürmelerde işleri pratikleştiren bir faktör. Ayrıca
potların çalışma karakterlerini de (taper denen şey işte) çok sevdim, Bourns
yine kalitesini konuşturmuş. Bu arada üst boynuzda bulunan manyetik seçici ters konumlanmış, ona Les Paul'den alışık olaranlara ters gelebilir, sap yerine köprü manyetiğini çalıştırmak ilk başta işten bile değil...
Sadede gelecek olursak EVH Wolfgang Special ciddi bir rock gitarı
Sadede gelecek olursak EVH
Wolfgang Special ciddi bir rock gitarı. Odağı belli ve bu işi hakikatten çok da
iyi yapıyor. 50 tane işi “idare eder” seviyede yapmak yerine ana odağını
mükemmelen yapan bir gitar ve gitarın bir karaktere sahip olması, bence,
başarısının sırrı. Neredeyse kusursuz Japon işçiliği, butik seviyedeki
donanımsal parçalar, düzgün ağaçlar EVH
sosu ile birleştirilmiş, Fender mutfağından rock severlere servis edilmiş. Bize
de beğenmek düştü. Gitarın ülkemize Tune-L Müzik getiriyor, fiyatı ise KDV
dahil 1225 Avro.
http://www.tune-l.com/EVH-Wolfgang-Special-MN-Tobacco-Burst_9028.html
Tarafımdan yazılmış olan bu içerik Sound Dergisindeki "Gitarizm" Köşesinde yayımlanmıştır. İzin alınmaksızın ve/veya "TAM" kaynak gösterilmeksizin alıntılanması, kopyalanması durumunda derginin yayımcı şirketi gerekli her türlü yasal yaptırımlara başvurmaya yetkilidir.
Tarafımdan yazılmış olan bu içerik Sound Dergisindeki "Gitarizm" Köşesinde yayımlanmıştır. İzin alınmaksızın ve/veya "TAM" kaynak gösterilmeksizin alıntılanması, kopyalanması durumunda derginin yayımcı şirketi gerekli her türlü yasal yaptırımlara başvurmaya yetkilidir.
eline sağlık camer.
YanıtlaSil