Elektrogitar Modifikasyonları II.Bölüm - Uygulamalı Örnek #1
SX SST-62’den Suhr Scott
Henderson Strat’a
Bu yazı dizisinin ilk bölümünü
(okumak için burayı tıklayın) bir girizgah olarak düşünerek yazmıştım. Doğru
modifikasyon felsefesini uygulamalı örneklerle işleyerek daha da iyi
anlatabileceğimi düşünüyorum. Bu konuda örneğim çok zira on yıldan fazla bir
süreden beridir mütevazı bütçeli gitarları gerek tonalite, gerekse de görünüş
olarak daha üst seviyelere çıkarmak için uğraşıyorum. Kendimce başarılı olduğumu
düşündüğüm de bir alandır ;) Seçtiğim ilk örnek, uğraştığım en güncel
modifikasyon projesi olan “SX Scott Henderson Tribute” diye tanımladığım
gitarım. Hem çok taze, hem de bence çok keyifli ve tatlı oldu. Umuyorum
SX’lerinize biraz hareket katmak adına faydalı olur.
1) Başlangıç
Scott Henderson gerçekten de en
sevdiğim gitaristlerden birisi. Onu ilk tanıdığımda mor bir Ibanez kullanırdı.
Son yıllarda kendi imzalı Suhr (telaffuzu Söğr)
gitarlarını kullanıyor. Temel yapısını 60’ların ilk yarısı stratı diye
özetleyebiliriz. Elbette kendi içinde közlenmiş akçaağaç sap, özelleşmiş
manyetik geçişleri (2. Ve 4. Konumda) gibi farklılıklar var ama temeli bu.
Suhr’ün bu modelinin satış fiyatı
ne yazık ki biz sıradan ölümlüler için ancak 178 aylık geri ödeme planına sahip
bir mortgage demek :) Bu sebeple, albenisini de çok sevdiğim bu gitara neden
daha ucuz yollu bir proje ile yaklaşamayayım diyerek planlamaya başladım.
2) Doğru
gitarın bulunması
En temel ve en önemli şey, işin
temeli düzgün bir gitara sahip olmaktı. Bu yüzden arayışımı son dönem ürettiği
gitarları gerçekten düzgün olduğunu düşündüğüm SX’lerdeki SST-62 modelgitarlara çevirdim. Bana lazım olan şey mümkün mertece ucuz ama iyi bir strat
idi. Henderson’un son dönemlerde eline sıklıkla gördüğüm beyaz renkli gitarına
da benzeyen bir SST-62 bulmalıydım. Daha da önemlisi seçeceğim gitarın tonal
altyapısı gerçekten uğraşmaya değer olmalıydı. İstediğim gibi olmazsa,
modlanmış halde masrafımı geri döndürecek şekilde satamazdım zira. Dolayısıyla
iyi bir gitar bulmalıydım zira gitar bende kalıcı olmalıydı. Tam bu aşamada
Do-Re müziğin İzmir şubesinde görevli bir arkadaşım, Eymen Özgürel, yardımıma
yetişti. Benim ondan istemiş olduğum kriterlerde bir SX buldu ve gönderdi.
Ondan istediğim özellikler şunlardı;
-) Mutlaka ve mutlaka hafif
olmalı,
-) Titrek (rezonant) olmalı,
-) Major perde sorunu olmamalı,
-) Sapında bir sorun olmamalı,
-) Beyaz olmalı,
-) Mümkün olduğunca en koyu renk
pelesenk (gülağacı) tuşeye sahip olmalı
Bana gerçekten de bu normlarda
bir strat buldu. Gitar elime geçtiğinde modlamaya gerçekten değer bir gitara
sahip olduğumu anlamıştım. Peki kendi zevkim, ihtiyaçlarım, beklentilerim ve
buna paralel yaklaştırmayı planladığım gitar düşünüldüğünde neleri değiştirmem
gerekiyordu?
3) Hangi
Modifikasyonlar?
a) Elektronikler
SX’lerin elektronik tarafının
zayıf olduğunu çok eskiden beridir biliyordum. Bu modifiye ettiğim ilk sx
değildi (ki bu projenin bende yarattığı tatminden sonra belki bir tane daha
yaparım bir ara). Kötü ve kullanılamaz olduklarını söylemiyorum, öyle değiller.
Ama bir strattan beklentimi karşılamaktan da uzaklar. Dolayısıyla ilk hareketim
elektronik sisteme olacaktı. Bunun için kişisel arşivimden şunları seçtim;
Ses kontrol
potu: Bourns 250K Audio (yani logaritmik) Pot. Model 95 Premium olarak
geçiyor. Mojotone bağlantısı için buraya, All Parts için buraya, Bourns’ün kendi bilgi dosyası içinse buraya tıklayın.
Gitarda doğru
bir elektronik sistem kurulumunda potlar çok önemlidir. Kendi içinde bir
öncelik sırası yapacak olursak da ses kontrol potunu binici sıraya koyarım zira
hem sıklıkla kullanırım, hem de ses sinyali doğrudan geçer bu pottan. Bu
sebeple ses potunda paraya acımamak lazım gelir. Bourns ise model 82 ve model
95 serileriyle en sevdiğim gitar potansiyometrelerini üretiyor. Çok sağlam,
zamanla tozdan, kirden etkilenmeyen, az mekanik parça içeren, operasyon
karakteri (taper denilen dava işte) ile de çok beğendiğim, pahalı ama çok iyi
potlar.
Ton potları:
Bunlarda 20$’lık pot seçmedim. Standart 250K’lık CTS (ki gerçekten çok
iyidirler) potlar yeterli.
5 yönlü
seçici: Bunu ebayden 6$’a almıştım bir zamanlar. Çin veya Kore yapımı, ucuz bir
anahtar. İş görüyor, gürültüsüz, mekanik olarak işlevinde bir sorunu yok. Eski
usül, CRL kopyası bir model. Daha iyisine para veresim gelmedi açıkçası ama
“ben veririm” derseniz CRL, Oak Rigsby, Fender gibi firmaların anahtarları
iyidir, aklınızda olsun. Ebay’de kolayca bulursunuz.
Kapasitörler:
Bunları zamanında aldığım polyester film, yüksek kaliteli-düşük toleranslı
olanlardan seçtim. Genelde butik amfi yapımcıları ve odyofili hastalarının
sevdiği cinsteki kapasitörlerdir. Özellikle önereceğim marka yok. Turuncu
renkli Orange Drop’lar gayet iyidir ve doğru yerden alırsanız pahalı da
sayılmazlar. Ancak yerli bazı elektronik parça satan dükkanlarda da düzgün
kapasitörler ve dirençler bulmak mümkün. Özellikle önermeyeceğim şey, meslek
liselerine parça satan elektronikçilerde bolca ve ucuza bulunabilecek olan
seramik disk (mercimek) kapasitörlerdir. Özellikle ses kontrol potunda
kaçınmanızı öneririm. Bunların eski modellerinin iyi olduğu söyleniyor ki
Fender’in 60’larda kullandığı kocaman disk kapasitörler bu türden düzgün
aletlermiş. “-miş” zira hiç denemedim, bir önerim/yorumum yok.
Orange Drop Kapasitörler
Tiz koruma
devresi modu: İleride bununla ilgili bir yazı ve belki bir de video
hazırlayacağım bu sebeple detay vermeden hızlıca geçeceğim. Benim favorim
Kinman usulü tiz koruma devresi. Seri bağlanarak ses potuna dahil edilen iki
elemandan oluşuyor;bir direnç ve bir de kapasitör. Bunlar da yukarıda
bahsettiğim felsefede seçildi ve ses potuna entegre edildi.
Manyetikler:
SX’ler standart olarak seramik mıknatıslara ve çelik kutup başlarına sahip
modellerle gelmekteler. “Abi bu fender stratların manyetikleri çok tiz yaa”
deyip de küçük humbucker taktıran pek çok arkadaşın, aslında, oldukça
sevebilecekleri, biraz yuvarlak tonlara sahip, cırtlak olmayan manyetikler
aslında. Ama benim peşinde olduğum şey netoğlunet strat tonları olduğundan bana
uymayacakları başından belliydi. Ben de ta manyetik sarmaya başladığı ilk
zamandan beridir iletişimde olduğum, Türkiye’nin halen en önemli manyetik
sarımcısı Erhan Suludere ile temasa geçtim ve ona 2 manyetik siparişi verdim.
Onun yurtdışından gelecek bobin tellerinde gecikme olacağı netleşince geçici
olarak başka strat single manyetikleri ile zaman kazanmak adına 2.el olarak üç
single edindim. İlki sapa taktığım ve üzerinde RAM yazan bir manyetik. Alnico 5
mıknatısa sahip olduğunu, formvar kaplamalı ve 5,6 K d.c. direncine sahip bir
cihazdı ve kızılağaç gövde/akçaağaç sap/pelesenk tuşe bileşime sahip
gitarlardaki favori sap manyetiği formülasyonumun toleransı dahilindeydi. Orta
ve köprü için Ankara’dan sevgili dostum Erke Suiçmez imdadıma yetişti. Fender
Tex-Mex setinin sap ve orta manyetiği, gitarımdaki orta ve köprü manyetiği
oluverdiler. Hangisinin nereye konumlanacağını multimetrem ile yaptığım direnç
ölçümleri ve mıknatıs kutupları belirledi. Böylelikle 2. Ve 4. Konumlarda gürültüsüz
strat tonları elde edilebildi. Erhan’ın ERS markalı manyetikleri gelince ufak
bir değişim daha olacak, onu da daha sonra yazarım.
b) Sap Kafası Biçimi: 50’ler Fender Stratocaster
kafalarını seviyorum. Ancak Kramer’in 80’lerde ortaya çıkardığı ve Suhr,
Morgaine, Wayne gibi firmalarca bugün de kullanılan tipteki formunu da çok
seviyorum.
Dolayısıyla ufak bir “sünnet” şart oldu. Bu iş için biçilmiş fenni
sünnetçi ise Eskişehir’den lütiye dostum Taylan Çeçgel oldu. Sağolsun eli
hızlı, pratik, hassas. “Bugün kesim, karın deniz” mantığıyla 10 dakikada
sünneti yaparak sap kafa formunu bu hale getirdi.
c) Üst Eşik: Sadece SX’lerin değil çoooook daha üst
seviye ve pahadaki gitarlarda bile en zayıf noktalardan birisidir, üst eşik
meselesi. Hatta tam adam gibi olanlarına fabrikasyon gitarlarda rastlamak epey
zor bile diyebilirim. SX’ler de bu genellemeden nasibini alan aletler. Dolayısıyla
arşivimdeki ön şekil verilmiş femur kemiğinden bir eşiği alarak sünnete
götürmüştüm. Taylan da sağolsun güzelce değiştirdi ve ince ayarlarını yaptı.
Sonuç? Hem tonal olarak biraz daha parlak/net cevap, hem daha düzgün tel
yüksekliği ile ilk beş perdede daha az arıza, hem de daha iyi ayarlanmış tel
açısı ve kemiğin daha kaygan olması sayesinde daha sorunsuz akord.
d) Tremolo: En majör modifikasyon bu idi. Hem
maliyeti yüksek, hem de birincil ton üzerine en etkili strateji buydu (Birincil
ton/doğal ton nedir bilmiyorsanız sizi de ŞÖYLE alalım). Ben gitarın doğal tonu
üzerindeki analizim sonucunda titanyumdan bir köprü sistemi tercih ettim.
Ankara’nın dünya gitar aksamları camiasına en büyük armağanı olan Hantuğ’dan
başkasına gidecek değildim ve anodize siyah bir titanyum tremoloyu hazır ettim.
Özellikle armoniklerin daha da duyulur hale gelmesi konusunda büyük faydası
oldu. Ses uzaması konusunda da fark edilir bir etkisi olduğunu da eklemem
lazım. Adamlar teknolojiyi konuşturmuş, her zamanki gibi.
e) Askı kilitleri: Hemen her gitarıma takarım.
Sahneye filan çıktığım yok ama ayakta da çaldığımdan gitarın güvende olması
bence önemli. Hepsi topu 2-3$’lık bir şey zaten.
Gelelim değiştirmediklerime ki
bence değiştirdiklerim kadar önemli.
-)
Boya: Zaten tam olması gereken renkti.
Değişmesine pek gerek yok. Belki ileride Karaman Gitar Boyamaya filan aynı
rengi çok ince bir katla attırabilirim. Ama ileride, şimdi gereği yok…
-)
Jack: Çalışıyorsa dursun mantığındayım bu
konuda. Gürültü, çıt pıt ses yok. İş görüyor, ötesinin de gereği yok bence.
-)
Pot başları ve pena muhafazası: Renk ve model
olarak da, yeni potlara sığma olarak da gayet iyi görünüyorlar. Değiştirmek
gereksiz, hedef gitar düşünüldüğünde.
-)
Akord burguları: Açıkçası 2000 ortalarıyla
kıyasladığımda SX’ler akord burgusu kalitesi olarak iyileşmiş. Eski modellerin
burguları bu kadar iyi değildi. Mükemmel değiller, olmaları da gerekmiyor ama
kesinlikle beklediğimden iyi çıktılar, orası kesin. Elimde bir set vintage
Gotoh vardı aslında. Hani şu Fender’in vintage reissue ve hatta custom shop
modellerinde filan kullandıklarından. Şu an için değiştirmeye gerek yok. İleride
performansları düşerse değiştiririm, anca o zaman.
Sonuç şu şekilde oldu;
Böylelikle yapmış olduğum (şimdilik)
tüm değişimleri size aktarmış oldum. “Şunu şunu, bununla değiştirdim” den
ziyade “şunu şunu, şu yüzden, bununla değiştirdim” gayesindeki yazım umarım
modifikasyon felsefesinin kavranmasında faydalı olur.
Türk gitar alemine bir faydamız
olduysa affola!
Barış ŞAHİN
Nisan 2016
Yazının tamamı tarafımdan gitarizm blog için yazılmış ve ilk kez ve sadece gitarizm blogda yayımlanmıştır. İzin alınmadan, tam olarak (yazar adı ve nerede yayımlandığı) kaynak gösterilmeden alıntılanması fikri mülkiyet hakları bakımından yasal ve ahlaki değildir.
emeğine sağlık çok beğendim...
YanıtlaSilGerçekten harika bir modifiye. Emeğinize sağlık, güle güle kullanmak nasip olsun. Gitar Kursu İzmir
YanıtlaSil