9/21/2012

Volkan Yırtıcı ve Detay Müzik Stüdyoları




Ben ve  sevgili dostum Koray Ergünay, beraber bir röportaj gerçekleştireceğiz. Konuğumuz prodüktör ve müzisyen Volkan Yırtıcı. Çapraz sorgu başlasın o zaman :)

Barış: Merhaba Volkan. Bu ay Koray ile birlikte çok ilginç ve pek de alışıldık sayılamayacak bir şey yapıyoruz ve ilk olarak seni seçtik. Önce Koray sana bas gitar kayıtları ile alakalı bir grup soru soracak, akabinde de ben gitar kayıtları ile ilgili sorularımı soracağım. Öncelik Koray Hocam’da...

Koray: Merhaba Volkan. Çok değişik işlere imza atmış olmakla birlikte genel olarak bir rock prodüktörü olarak tanınıyorsun. Bu görüşe katılır mısın?

Volkan: Merhabalar.. Evet, son yıllarda birçok rock grubunun müzik prodüktör ve aranjörlüğünü yapıyorum. Ama öncelikle ben 15 yıldır stüdyocuyum. Bu süre zarfında değişik müzik tarzlarında bine yakın kayıt yaptım, jenerik müzikleri ve hatta çocuk müzikleri besteledim. Yine de, evet şöyle bir gerçek var ki özellikle 2007 yılında çıkarttığım solo albümüm “Yanlış Notalar”dan sonra daha çok rock grupları ve sanatçıları benimle çalışmayı tercih ediyor.

Volkan, Sahibi Olduğu Detay Stüdyolarında...


Koray: İstersen yavaş yavaş işin teknik kısımlarına biraz daha ayrıntılı olarak girelim. Bir grubun kaydı sırasında bas gitarı nasıl ele alırsın? Kayıt sıralaması açısından bir tercihin var mı?

Volkan: Ben aslında kayıt sırasında, özellikle de enstrüman tonları gibi temel şeyleri spontan olarak kotarmaya çalışmaktan pek hoşlanmam. Bunu sadece bas gitar için değil, projede bulunan bütün enstrümanlar için söyleyebilirim. Bu nedenle ön prodüksiyon ve aranje dönemi benim için çok önemlidir. Bas gitarda, asıl kayıtlara başlamadan önce, ne çalınacağını, hangi gitarla çalınacağını ya da nasıl bir sound istediğimizi önceden planlamaya gayret ederim. Genelde kayıt performansı enstrümancılara biraz da stres kaynağı olduğundan dolayı; ben en azından ön kayıtlar alarak bu stresi ve hata olasılığını en aza indirmeye çalışırım. Anlattığım bu yaklaşım, tabii ki daha çok profesyonel çalışmalar veya geniş zamana yayılmış projeler için uygulanabiliyor. Eğer hızlı bir çalışma gerekiyorsa, baştan olabildiğince temiz ve işlenebilir bir malzeme almaya gayret ederim. Özellikle de canlı davul olan kayıtlarda, bası davul kaydından sonra almak gerekir diye düşünüyorum. Çünkü davulu tamamen edit yapacak ve bası flat olarak direkt gitardan DI aracılığıyla alacak bile olsanız, davulcunun nüansını duyarak çalan basçının, ortaya daha müzikal bir duyum çıkarabileceğini düşünüyorum. Ama şartlar uymuyorsa davuldan önce de bas gitarı kaydetsek kimsenin bizi cezalandıracağını sanmıyorum!

Koray: Peki bas gitarın kaydı sırasında nasıl bir yaklaşım izliyorsun? Preamfi, mikrofonlama, kabin konusunda belirli bir tercihin ya da özellikle kullandığın bir setup var mı?

Volkan: Az önce de söylediğim gibi, işe soyunmadan önce iyi bir ön hazırlık yapmaya gayret ederim. Grubun ya da prodüktörün tercihine (eğer prodüktör bensem, kendi tercihime) göre nasıl bir kayıt yöntemi uygulayacağımıza karar veriririz. Bunun için küçük kayıt denemeleri yapıp (hatta hızlı bir premiks yapıp) istediğimiz sound’a ulaşmaya çalışırız. Açıkçası gitarda ve basta her zaman kabinden alınmış soundu kişisel olarak tercih ediyorum. Yine de bas gitardan kesinlikle temiz bir sinyal de alırım çünkü mikste ummadığınız bir şey ortaya çıktığında geriye dönebilmek ve müdahale edebilmek önemli... Bunun dışında genelde alt frekansları daha yoğun bas soundunu seviyorum. Ancak basın çaldığı notaların anlaşılır olması gerekliliğini de hep göz önünde tutarım. Hem kabin hem preamfi kullandığımda genelde bas soundu kabinden, anlaşılırlığı da preamfi sinyalini kullanarak elde etmeye çalışırım. Preamfi ve kabinle eşzamanlı aldığınız kayıtlarda, klasik olarak gecikme ve faz problemleri ortaya çıkabilir. Bu yüzden, bu iki kanalı kullanırken çok dikkatli olunmalı… Kabin için mikrofon seçerken, müzik ve tavrın özelliklerine göre daha geniş bir sound için genelde kondenser, daha net bir sound için ise dinamik mikrofon kullanmak ilk denemelerim olur. Bu mikrofonlarda genelde AKG C414, Shure Beta 57, SM 57 bazen de Beta 52 olur. Elimde Avalon, Neve, Universal Audio gibi önemli mikrofon preamfileri var. Her enstrumanda olduğu gibi bas kaydında da bu preamfileri kullanıyorum. Eğer ne yapsak diye düşünmeye fazla vaktim yoksa, ilk tercihim her zaman Universal Audio LA-610’la line almak oluyor. Çünkü bu preamfi alt frekansları çok dolgun ve yumuşak veriyor, beni bu güne kadar hiç üzmedi (gülüyor). Bir gün gözden çıkartabileceğim bir Yamaha NS10M bulduğumda hoparlörü sub mikrofonu haline getirip, kayıt almayı çok istiyorum ama kendi NS10M’lerime kıyamam (gülüyor)…


Koray: Peki, güzel tonumuzu çektik ve bas gitarın kayıtlarını sağ salim tamamladık diyelim. Prodüksiyonun bundan sonraki  aşamalarında bas gitar sinyallerine ne gibi işlemler uygularsın?

Volkan: Bir bascı bu soruyu soruyorsa dikkatli cevap vermem lazım(gülüyor). Miks işi hem teknik hem de biraz deney yapma işidir. Öncelikle, yine projenin genel sounduna göre nasıl bir EQ ve kompresyon kullanacağımı bulmaya çalışırım. Bası tek olarak konumlandırmaktan  ziyade, müziğin içinde nasıl duyulduğuna dikkat ederim. Kick’le basın balansı ve EQ dengesi genel sound için çok önemli. Ayrıca mutlaka, ileride sorun olabilecek frekansları bulmaya çalışırım, bunları mastering işlemine bırakmaktan çok hoşlanmıyorum. Bunun dışında Ampeg SVX plugini ile oynamayı seviyorum, bazen onu da devreye sokarım. Yine plug-in olarak Waves Rbass ve UAD-2 nin kompresörlerini kullanmayı çok seviyorum. Önemli silahlarımdan biri Emprical Labs Fatso analog kompresör ve basta harikalar yaratabiliyor.

Koray: Teknik uygulamalar konusunda tercihlerini öğrendikten sonra gelelim işin icracı tarafına… Stüdyocu ve prodüktör olarak, kayıt sürecine girmiş grupların bas gitarcılarına ne gibi önerilerin olur?

Volkan: Özellikle bas gitarın, kayıt için iyi durumda olması çok önemli. Kayıtlarda oldukça sık karşılaştığım ve beni en çok zorlayan sorun, bas gitardaki entonasyon problemleridir. Bu ve bunun gibi enstrüman ayarları ile ilgili sıkıntıların mutlaka kayıttan önce giderilmesi gerekli. Eğer anlattığım gibi bir ön prodüksiyon aşaması yapacak imkan olmamışsa; çalınacak partisyonların ne olacağına kayıtta karar vermek de her zaman çok hayırlı olmayabilir (gülüyor)…


Barış: Şimdi de mikrofonu ben alayım ve gitar kayıtlarına gelelim… Solo ve ritim gitar kayıtları olarak ayrı ayrı düşünecek olursak nasıl bir amfi, kabin ve mikrofonlama yöntemlerini daha çok tercih ediyorsun?

Volkan: Eğer büyük bir amfi ile gitarı kaydediyorsam, sesin hacmini daha iyi yansıtabilmek için birden fazla mikrofon kullanırım. Genelde Sennheiser E906 ve Shure SM 57’yi aynı anda alır daha sonra mikste oranlarına karar veririm. Bazen de biraz ambiyans için uzağa bir Neumann M147 koyarım. Gitarda kullanacağım mikrofon pre-amfisi olarak ilk tercihim her zaman Neve 1073 olur, özellikle drive tonlarında müthiş bir etkisi var. Daha harmonikli ve sıcak bir sound ortaya çıkıyor. Focusrite Red2 EQ’da özellikle rock gitar tonlarında bence  mükemmel sonuç veriyor... Aslında ben gitar kayıdını solo ve ritim kaydı diye pek ayırmıyorum. İkisini bir bütün olarak ele alıyorum. Genelde ritimler için daha parlak, sololar için daha mid karakterli ekipmanları tercih ederim. Soloları daha net, daha ortada düşünmeye çalışırım. Özellikle de ajiliteli bir solonun en küçük ayrıntılarını bile duyurmaya gayret ederim. Şarkının içinde sürekli amfi ve renk değişmesini çok doğru bulmuyorum. O yüzden benzer partisyonlar için tek bir setup kurup, onun üzerinden küçük değişiklikler yaparak, sound bütünlüğünü korumaya çalışırım. Eğer elimizde yeterli ekipman mevcutsa, melodi çalan partisyonları ayırmak için başka bir setup kurmayı denerim. 


Barış: Bazı şeyleri daha net konuşabilmek, örnekleyebilmek adına, muhteşem albümün “Yanlış Notalar”ı baz alarak devam edelim. Yapısal olarak nasıl bir kayıt düzeneği kurduğunu anlatabilir misin? Özellikle “Reaksiyon” adlı giriş şarkındaki lead ve solo gitar kaydı, gerek ton, gerekse de şarkı içindeki yapı olarak, bu tür enstrümantal eserler baz alındığında, yurdumuz için çok şık bir örnek olduğunu düşünüyorum.

Volkan: Şimdi bakıyorum,Yanlış Notalar”ı kaydedeli 5-6 yıl oluyor. Üstünden oldukça uzun bir zaman geçti. Doğruyu söylemek gerekirse, o zamanki teknik ekipmanım ve bilgim şimdiki kadar değildi. Ama albümün çok duygusal  bir yeri var benim için. Çok özverili bir çalışma olmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam, Reaksiyon’da ritimler için Marshall JMP-1 preamfi,  ve Mesa Boogie SimulClass 90/90 power amfi; melodiler için Marshall TSL 100 kafa ve Mesa Boogie V-Twin preamfi kullanmıştım. Kabin Marshall 1960, gitar da benim emektar Charvel’di. “Yanlış Notalar”da albüm sound bütünlüğünü çok düşünmeden çalışmıştım. Çünkü şarkılar farklı tarzlarda ve farklı duygularda idi. O yüzden soundları da aynı olmamalıydı. Neredeyse her şarkı için şarkının tarzına göre farklı davul, gitar, bas tonları düşünmüştük. Belki “Yanlış Notalar” farklı kılan özelliği de bu oldu. Hem teknik hem de kişilik olarak beni çok olgunlaştıran bir çalışma olmuştur “Yanlış Notalar”... keşke daha çok insana ulaşabilseydi...

Bana Göre TR'de Yayımlanmış En İyi Albümlerden Biridir, Aklınızda Olsun...

Barış: Yerden göğe kadar hemfikirim. 2007’nin, bana göre, en iyi albümüydü ama çok kişinin ıskaladığı bir albüm oldu. Peki solo gitarcılık işlerini evde kendi kendine, stüdyo ortamı, ses teknisyeni gibi dış destekler almadan yapan gitaristler için ne gibi tavsiye ve yönlendirmelerin olabilir? Bunu, hem bu işlere girmek isteyen ancak nereden başlayacağını bilmeyen tazeler, hem de daha büyük çaplı olarak ev kayıtlarını yapan, Amplitube gibi yazılımlar kullanan insanlar için ayrı ayrı yanıtlayabilirsen sevinirim.

Volkan: Kayıt işi çok tecrübe isteyen bir iştir. O yüzden şunu öncelikli olarak söylemeliyim ki; eğer yapacağınız kayıttan bir beklentiniz varsa kesinlikle bir profesyonelden destek almak gerekir. Kendi imkanlarıyla kayıt yapmanın rahatlık, bütçe ve zaman açısından müzisyene olumlu etkisi tartışılmaz tabii. Bunun için beklenti ve kaynaklarınıza uygun bir ses kartı, bilgisayar ve bir müzik programı edinmeniz ilk etepta belki yeterli olacaktır. Evde kayıt işine yeni başlayanlar için tavsiyem; işe koyulmadan önce bu konuyla ilgili bol bol araştırma yapmaları olur, çünkü bu burada birkaç cümleyle anlatamayacağım kadar derin bir konu (gülüyor). Ben özellikle gitar tonlarında yazılım kullanmaktan hoşlanmıyorum, bu konuda belki biraz eski kafalıyım… Yine de eğer elektrogitar üzerinde çalışıyorsak, direkt kayıt almak yerine analog bir preamfi kullanmak sinyal kalitemizi biraz daha arttırabilir. Amplitube, Guitar Rig ya da benzer programların hiçbir zaman gerçek bir amfinin yerini dolduracağını sanmıyorum. Belki evde kayıt yaptıktan sonra bir stüdyoda  reamp yapılabilir.

Volkan ve Koray Sahnede...

Barış: Son zamanlarda Eskişehir’den “Hope toFind” ve “Masal” gibi gruplara kayıtlar yaptığını biliyorum, ki bence şu hızlı tren vesilesiyle Ank./Esk. ulaşım süresinin bir saate inmiş olması özellikle Eskişehir, Bursa gibi illerde yaşayan müzisyenler için büyük bir kazanç. Daha büyük projeler olarak ise TNK ve ZAKKUM gibi gruplara prodüktörlük yaptın. Biraz da bu çalışmalardan ve yeni projelerden bahsedebilir misin?

Volkan: TNK’nin “Söyle Ruhum”, Zakkum’un 13 isimli albümlerinde prodüktörlüğün yanı sıra düzenlemeleri, kayıt ve miksleri de yaptım. Her iki proje de sorunsuz ve çok keyifliydi. TNK “Söyle Ruhum” albümü çok emek harcanmış bir çalışma ve bunun karşılığı alındı. Albüm çok iyi bir çıkış yakaladı. Özellikle de TNK’nin çıktığı tarihlerde yaşanan albüm patlamasına rağmen sıyrıldı ve yükselen gruplardan biri oldu. Zakkum’un yeni albümü  geçtiğimiz şubat sonu raflarda yerini aldı. Ön hazırlık sürecini de düşünürsek yaklaşık 8 aylık bir çalışmanın ürünü “13”. Hem eğlenceli hem de çok sistemli bir çalışma oldu. Zakkum grubuyla çok iyi bir arkadaşlığım var ve bu da yaptığımız işe elbette olumlu yansıdı. Sözlerin Cem Şenyücel’e, müziklerin Yusuf Demirkol ve Eren Parlakgümüş’e ait olduğu  albümde gerçekten çok iddialı şarkılar var. Albümünün çok iyi yerlere geleceğini, geniş kitlelere ulaşacağını düşünüyorum... Bunların dışında şu anda, geçen yıl Rock’n Dark müzik yarışması birincisi Sade grubu ve Sondört gruplarının albümleri ile uğraşıyorum. Her iki projeden de çok iyi şarkılar dinleyeceksiniz önümüzdeki günlerde. Ayrıca uzun zamandır askıda beklettiğim 2. albümüm için de kolları sıvadım. Sanırım önümüzdeki sonbahar yada kış gibi tamamlamış olurum. Yine bol gitarlı bir albüm olacak ama ilk albümden farkı, vokalli olması. Yani bu sefer şarkı da söyleyeceğim (gülüyor). Ayrıca eşim Berna Yırtıcı’nın yazdığı şarkı sözlerinin de çok dikkat çekeceğini düşünüyorum...

Zakkum'un Son Albümünün Kayıt Sürecinden

Barış: Bak bu gerçekten çok güzel bir haber. Şimdiden büyük bir merak ve ilgi ile beklemedeyim. Ayrıca ben de sorularımı tamamladım Volkan. Yanıtların için hem kendim, hem de Koray adına teşekkür ediyorum. 

Volkan, Koray ve Bendeniz

Sound Dergisi Mayıs 2011 sayısında yayımlanmıştır. İzin alınmaksızın ve/veya "TAM" kaynak gösterilmeksizin alıntılanması, kopyalanması durumunda derginin yayımcı şirketi gerekli her türlü yasal yaptırımlara başvurmaya yetkilidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar