Baris Sahin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Baris Sahin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/10/2011

Ibanez RG 770DXVM incelemesi

RG 770DXVM



Ibanezin nadir mücevherlerine devam. Bu da çok geri planda kalmış ancak RG’ler arasında özel bir yeri olan bir gitar. RG770DXVM. Genel özellikleri;






Gövde : Ihlamur
Sap : Tek Parça Akçaağaç / Wizard
Klavye : Akçaağaç / Gövdeyle eş renk köpekbalığı dişi motifler
Köprü : Lo Pro Edge
Sap Mny : IBZ/USA F4 (H)
Orta Mny : IBZ/USA C3 (S)
Köprü Mny : IBZ/USA F2 (H)

5/17/2011

Ibanez Jem 77BFP İncelemesi

Jem77BFP


Ibanezin kısa bir süre üretilen, en nadide mücevherlerinden birisi de işte bu jem77bfp’dir. Ecnebilerin “Material Finish” dedikleri yöntemle, kumaş veya kağıt üzerine şeffaf cila uygulanması ile üretilmiş bir gitar bu. Evet doğru yazdım, gitarın deseni bir kağıt parçasından geliyor ki kağıdı az sökülmüş bir örneğin fotoları aşağıda mevcut, ibret ile bakınız. Çıkışı da ilk olarak Jem77FP ile olmuş bir şey jemgillerde. Steve Vai’in evinin perdeleri Steve’in isteği üzerine değerlendirilmiş ve ortaya jem77fp çıkmıştı. Bu da onun biraz daha farklı, “mavi” versiyonu ki ondan sebep bu modelin adı “Jem 77BFP; “Blue Floral Pattern”. Ancak üretim süresi jem77fp’den çok daha kısa olan bir model ne yazık ki, sadece dört yıl (1991 – 1994)…







Neyse gitarın temel özellikleri;

Gövde : Amerikan Ihlamuru
Sap : Tek parça Akçaağaç / Jem sapı (yıldız kesim)
Klavye : Akçaağaç / Mavi Sarmaşık Motifli
Köprü : Lo Pro Edge
Sap Mny : DiMarzio Paf Pro (Mavi)
Orta Mny : DiMarzio Jem Single (Mavi)
Köprü Mny : DiMarzio Paf Pro (Mavi)



Gitar karşıdan bakıldığında, artık eski sayılabilmesine rağmen albenisini çok yitirmeyen bir cihaz olduğunu belli ediyor. Eğer ibanezin o dönem ürettiği gitarlarla bir sorununuz yoksa bunu da seversiniz. Gitar, karşılaştırdığımda ibanez jpm 4’ten az biraz daha ağırcaydı, UV777BK ile denk gibiydi. Ancak yine de başka ağaçtan yapılma gitarlarla kıyasladığımda, neticede güzel bir ıhlamur seçildiğinden hafif olarak nitelendirilebilir…



Gitar, şeffaf bir pena muhafazasına sahip ki bu olayı çok seviyorum. Sadece onu değiştirerek  bile gitarı daha “yeni” gösterebilme imkanı sağlayan bir durum bu :) Benim çaldığım 91 üretimi bir jem 77bfp idi. Elbette ki Fujigen/JP çıkışlı bir model ve o yıllarda, ibanezlerin genelinde olduğu gibi AANJ (All Access Neck Joint) değil, oyuk bir sap/gövde bağlantı noktasına sahip. Bu hem bir avantaj, hem de bir dezavantaj. Tonal olarak avantaj zira daha fazla ağaç varlığı söz konusu ki Steve Vai ve Paul Gilbert gibi bir çok elemanın, kullandıkları bazı gitarlarda hala bunu tercih etmeleri biraz da ton ve ses uzaması avantajlarından. Dezavantajı ise son perdelere ulaşmak istendiğinde ortaya çıkıyor. Gerçi bu gitarın son 4 perdesi oyuk olduğu için (ki eski jemlerin en tipik ortak özelliklerinden birisidir bu) “ulaşım zorluğu” büyük ölçüde bertaraf edilmiş. Ancak yine de AANJ, son perdelerdeki kullanım kolaylığı açısından bir gömlek üstün.



Sap olarak, anımsadığım kadarıyla wizard’lardan az biraz daha kalınca bir sap profili var ve eğer doğru anımsıyorsam güncel Jem’lerden kalınlık olarak filan değil ama profil biçimi olarak biraz farklı gibiydi. Ayrıca ben Jem’lerin sap profillerini, şimdinin wizard II’lerine çok benzetirim, onu da belirteyim.



Inlay’ler gerçekten çok şık ki fotoğraflarda da görüyorsunuzdur. Zarif akçaağaç üzerine maviş maviş salınmış zarifçe. Cidden çok hoş. Ayrıca gövdenin görselini de mükemmelen tamamlayan bir yapısı var ve bu gitarı özellikle sahnede çalıyorsanız fark edilmemeniz zor, bu not da özellikle bay gitaristlere ;)


Neyse, sap boyutları ise aşağıdaki gibi:

Genişlik;
43mm – Üst eşikte
57mm – 24. perdede
Kalınlık;
19mm – İlk Perdede
21mm – 12.Perdede

Daha önce UV77MC yorumumda da belirttiğim üzere Floyd Rose türü köprüler içindeki en iyi köprüler olan, kilitli köprü çapalarına sahip lo-pro edge ile donatılmış olmasının her türlü avantajını yaşamak mümkün bu gitarla. Dalışlar ve kalkışlar sorun değil, akordunuz hala yerinde. Üstelik düşük profilli olduğu için Edge’lerde olduğu gibi elinizin bir yerlere takılması durumu da söz konusu değil.



Gitar bir jem olduğu için, jemlere özgü olan tüm ortak özellikler de mevcut. Örneğin gövdenin üzerindeki el oyuğu, ki yavurcası “Monkey Grip” ve köprüyü daha tiz seslere kadar gerebilmek için daha geniş ve derince açılmış olan, taraklı bir floyd rose köprü açıklığı olan aslan pençesi “Lion’s Claw”…



Peki bu gitar kimlere göre? Rock çalıyorsanız, sizi önden buyur edelim. Ama ön sıralar shred türü şeyleri çalanlara ait olmalı. Bol sololu şeyler sevenler, hard’n heavy çalanlar, füzyoncu takılanlar bu gitarda kendilerinden geçebilirler. Ha, grup adı ver, şarkı adı ver derseniz, Mr.Big – Green Tinted Sixtees Mind-vari bir ton almak, doğru amfi alternatifi ile birlikte, çok zor değil. Bir çok 80’ler hard rock, hair rock şarkısının, ki burada Winger, Loudness, David Lee Roth gibi müziklerden ve 90’lar virtüöz tınılarına ki burada da öncelikli olarak Steve Vai, Joe Satriani, Paul Gilbert, Andy Timmons, Blues Saraceno, Dave Uhrich gibi adamları kast ediyorum, ulaşabilmek mümkün.




5/04/2011

Tarihin Gitarla Aktığı Anlar

Aslında bu tür “en iyi gitar albümleri” gibi başlıklar oldukça yüzeyseldirler ve yapıları, yani geniş ölçekteki genellemeler ihtivâ ettiklerinden ciddi ikilemler de barındırabilen, çok iddialı başlıklardır. Ancak içerikte, mümkün mertebe “daha doğru” veya “daha gerçek” sıfatlarına yaklaştırabilmek adına bazı daraltmalar yaptım, sınıflandırmaya girecek albümleri belirlerken nispeten net kıstaslar oluşturdum. Her şeyden önce değerlendirmeye aldığım albümlerin hepsi rock tabanlı albümlerden oluşmakta. Bu bağlamda hayranı olduğum Mike Stern, Django Reinhardt, Scott Henderson, SRV, Warren Haynes, Al Di Meola, Duane Allman, Eric Clapton gibi isimleri pas geçtim. Diğer bir kıstasım zamanla alakalıydı. Listemi oluştururken 1980 sonrası albümleri temel aldım. Buna müteakip Jeff Beck, Jimmy Page, John MacLauplin, Jimi Hendrix, gibi “efsane” isimleri de pas geçmek durumunda kaldım, yoksa listeyi on tane değil 100 tane ile bile yapsak hâlâ eksik birçok çalışma kalacaktı... Ayrıca “solo gitar” esası da dikkate aldığım temel ölçütlerdendi. Bu sınırlar dâhilindeki albümlerde ise kişisel beğenilerim, kitlelere olan etki, gitara ve gitar müziğine getirdiği inovasyon gibi ölçütler göz önünde tuttuğum değerler oldu. Özellikle, bu tür gitar esaslı işlere girmek isteyenlere, gitar çalıp da vizyonunu geliştirmek isteyen genç arkadaşlara faydalı olabileceğini düşünüyorum….


Tarihin Gitarla Aktığı Anlar




Steve VaiPassion&Warfare : Yıl 1990. 80 sonlarında güçlü bir şekilde kendini gösteren, teknik üstünlük sahibi hızlı gitarist akımının nispeten sonları… Tam bu ortama ve zamana bir bomba düşer. Daha önceleri Zappa, David Lee Roth gibi isimlerle çalışmış ve bir de solo albüm (Flex-Able - 1984) sahibi Steve Vai, Whitesnake ile “Slip of the Tongue” turnesindeyken geniş ölçekte de tanıtma imkanı bulduğu albümünü patlatır: Sonuç; O andan bugüne kadar tüm dünyadan sayısız gitaristin çaldığı/çalmak istediği/çalmayı düşlediği ölümsüz ve zamanı için oldukça orijinal bir gitar büyücülüğü içeren, 7 telli katı gövde elektrik gitarların gerçek anlamda ilk kez kullanıldığı ve rock müziği literatürüne sokulduğu, aralarında “For The Love of God, Answers, Liberty, Blue Powder” gibi 14 klasik barındıran, mükemmel bir eser… Albüm enstrumantal olmasına rağmen, hemde 90’larda, billboard listelerinde 18. sıraya bile çıkar. 1990 yılında en iyi enstrumantal rock dalında Grammy adayı olmasına değil, ödülü kaptırmasına şaşmak lazım ;) Mutlak bir klasik. Eğer sınırlı sayıda orijinal CD alabilme imkanınız varsa, 2.el bile olsa P&W ‘i arşivinize katmak konusunda tereddütünüz olmasın ;)

3/19/2011

2011 Ibanezleri

Herkese merhabalar,

Öncelikle genel bir yorum yapayım; Fiyatları kesin bilmediğimden mutlak olarak onayamıyorum ancak daha önceki yıllarda belirttiğim öngörünün hala geçerli olduğunu görüyorum. Ibanez hala yükseğe oynuyor. Eğer liste fiyatlarını da görebilirsem bu iddiam garanti altına alınmış olacak (Evet liste fiyatlarını gördüm). 

En dikkati çeken gelişme yeni bir seriye merhaba demiş olmamız: Premium Serisi. Üretim yerlerini şu an bilmiyorum ama tahminim Çin veya Endonezya’dır. Yani ibanez artık low-end seriler, Premium ve prestige olmak üzere üç fiyat kategorisinde at koşturacak. Premium aslında mantıklı bir yaklaşım olmuş. Özellikle prestige serisinin artan fiyatları da göze alınırsa pazarda ucuzcu seriler ve prestyige’ler arasında hissedilir bir boşluk oluşmuştu ve Premium serisi sanıyorum tam da bu boşluk için üretilmiş bir seri. Şekil şemalleri gayet düzgün.



Bu konuda Ibanez Rules'dan Rich şunları belirtiyor;
http://www.ibanezrules.com/namm/2011/index.htm



PREMIUM
Now this ain't a story about a man named Jed. "Made by Ibanez Premium Factory - Operated by Prestige team of Fujigen and Hoshino. Located in Jawa Timur, Indonesia." This was taken directly from the promo sheets. On the back of the headstock -
"Proudly manufactured by Ibanez Premier Factory, Jawa Timur, Indonesia."
What exactly does this all mean?
Ibanez has partnered with Fujigen to purchase part of this factory in Jawa Timur!! Fujigen sent supervisors and staff to train the employees, several of whom have stayed to run the operation to the standards Fujigen and Ibanez set. And, they have set a high standard. I've ordered Indo guitars Special Order for customers and I've always thought they were a step above Korean, especially in the finishes used. The neck clear feels like MIJ, the body clear looks like MIJ, the MIK's just never were right to me, on several levels. My only complaint with the MII's has been some attention to detail, small blems that shouldn't be, etc. Well, hang on to yer britches.
American basswood, select rosewoods, maple neck bindings, thick headstock sandwiches, balled fret ends, tight tolerances, the new Edge Zero 2 trem [without the bathtub rout found behind the original EZ, more on this later], and a variety of 5 decent colors [OF ONE MODEL!!!] on nice quilty tops! Of course at this price point, the tops are decorative veneers, anything with a solid figured maple top would be MIJ and have a price point near triple. Otherwise, these have the goods. The guitars, were better than Prestige in many ways. You can also say that about the Chinese Artcore Customs, but, these are better than those too. Make no mistake, they are still Indo, but I could find little to complain about. There was a little brush over of shielding paint on the neck pickup rout on the orange one, rolling over onto the top just off the edge, again, this small attention to detail that I have no doubt should improve over time. The ends of the fret were already slightly exposed and needed to be shaved back, to me this translates into there's a bit too much water content in the wood when built, but I don't know when these were built. They could have been built as samples months ago, and it is Winter which is the time for shrinking necks. I shave alot of MIJ fretwork back this time of year. My last gripe would be the hardware. Of course it's not to the level of Prestige, but is still of good quality. The EZ2 is not a cousin to the EDG3 or Edge Pro 2, but more a brother to the Edge Zero. It is at heart, an EZ without the intonation bolt [or bathtub rout behind it] but, with differences. It does not use a single screwed on knife plate like the others but has individual pressed in knife edges like the entire Edge family. It also shares the same locking studs and anchors as the EZ [which I usually swap out for Lo Pro studs], but is not made in the same facility as the EZ. The EZ is finished to a higher degree, the EZ2 mold [especially noticeable on the saddle molds] is not as finely finished leaving a rougher less refined surface. It uses the ZR-V1.1 arm holder system that replaced the older cast [prone to braking] ZR1 holder which is not quite as nice as the EZ/ZR2 holder, but functions the same, and is available [unlike the EZ/ZR2 holder system Japan refuses to sell, even if you break it, you buy a new trem!]. My last complaint about it is the fine tuners have very little knurl on them making them tougher to grip to turn [one of my gripes about the EZ also], but either can be replaced with ZR fine tuners which are far superior in my opinion, and a relatively cheap upgrade!. All in all, it will function as it should, but the compromises cut cost enough to be profitable on the Premium line. These will be using nearly the same ZPS3 unit as the Prestige, the ZPS3Fe which I'm guessing refers to a less exotic metallurgy than the ZPS3 for in the Prestige.
To my knowledge this is the first manufacturing facility that Ibanez has actually owned [even in part], breaking from their tradition of contracting factories to produce their products, and stepping into the realm of ownership. With this commitment, I fully expect this to become a core segment of their business and this line should expand over time. I will be handling them. I shutter to think I'm actually going to be stocking Indo builds, but I was impressed enough with the goods to put my money where my blow hole is. That should speak volumes on it's own. Like the 1420/21's and 1451's [which also use several Indo parts to keep costs down] Premiums come in Gig Bags instead of cases.






Özellikle prestige ailesine baktığımızda gördüğümüz ilk yenilik titanyum çubuklarla takviye edilmiş saplar olarak göze çarpıyor. Bu gelenek yeni değil, ibanez seri üretimde J Custom hattında çok uzun yıllardan beridir bu titanyum destek çubuklarını, incecik wizard, super wizard sapları güçlendirmek için kullanmaktaydı. İşin güzel tarafı artık çok daha sık kullanmaya başladılar. İnce sap profillerine sahip gitarları sevenler için çok güzel bir haber, bu kesin. RG3XXX, RG2228 ve bazı Premium modellerinde mevcut bu artı. 



Edge Zero II Köprü

Bahsedilmesi elzem diğer bir konu ise floyd rose türevi köprülere yapılan modifikasyonlar ve yeni cicili köprü sistemi; Edge Zero II’ler. Edge III’ün Edge Zero ile çaprazlaması gibi duran bir köprü sistemi gibi görünmekte. Üstelik bazı modellerde edge zero II’ye ZPS3Fx sistemi de eşlik ediyor. Anlayana daha da güzel bir haber ise kilitli çapaların geri dönüşü. Üstelik tüm modellerde de (knife edge tipi olanlarda) standart olmuş. Ibanez 2003 yılında köprü sistemlerini değiştirdiğinde bu kilitli çapaları (stud lock) kaldırmıştı ki bence hatalı bir hamleydi. Kaldırma nedeni ise elinde ne olduğunu bilmeyen, kitapçığa bakmayı aklından bile geçirmeyen mal insanların, çapalar kilitli iken köprü yüksekliğini ayarlayacağız diye alyanla çapaları kanırtmaları ve kırmaları idi. Hatta bir dip not olsun ben bir çok lütiyenin de buna dikkat etmeden köprülere giriştiğine birkaç kez şahit oldum, eğer gitarınızda çapa kilitleri varsa ve bir lütiyeye emanet edecekseniz, mutlaka önceden belirtin derim. Edge Zero II’ye dönecek olursak görünüş cidden ibanezin düşük fiyatlı modellerdeki en iyi FR tipi köprü sistemi gibi görünüyor. İnceliklere dikkat edilmiş. Ibanez FR türevi köprülü süperstratların köprü sistemlerinde cidden çok büyük atılım içinde ki bence doğru tanıtılır ve iyi fiyatlarla tüketici karşısına çıkarsa meyvasız kalmaz bu gayret. Zira bu işe ibanez kadar sebatla girişen başka firma yok. Doğruya doğru, marka fanatikliği değil bu. Son 10-15 yılda kendini bu kadar geliştiren, inovasyona bu kadar yatırım yapan başka hiçbir marka olmadı. 

Gelelim Premium serisine; bu serinin nerede yapıldığını öğrenmeden kesin konuşmak istemiyorum ancak kısa vadede şunu belirteyim ki çok şık görünüyorlar. CAP-VM1, CAP-VM2 ve CAP-VM1s manyetikleri mevcut. Alniko mıknatıslı manyetikler. OFC diye bir şeyden de bahsediyor ama OFC’nin neyin kısaltması olduğunu bilmiyorum şu an. Premium serinin dikkat çeken önemli bir özelliği daha önce bu tür süperstratlarda sadece J-Custom’larda görülebilen özel el işçiliği ile yapılan perde çalışmasının, bu seride de yer alması. Bu gitarın Çin’de üretilmiş olma olasılığı üzerinde durmamın bir nedeni de bu. Zira bu mükemmel işçilik J-Custom haricinde Artcore serisinin üst modellerinde de bulunmaktaydı ve onlar Çin üretimi gitarlar. İddiamın dayanağım da bu hani. Yani ibanez Çin’de üretim yaptırdığı üreticinin Artcore gibi serilerdeki işlerini, fiyatlarını iyi bulmuş olacak ki böyle bir işe kalkışmış, eğer öyleyse iyi de etmiş. RG870QMS serisi, finişleri ile yakıyor ortalığı hani. Cidden öyle ESP’nin üst fiyat ranjındaki modellerini anımsattı bana bunlar. Wizard sap profili, ZPS3 köprü destek sistemi, titanyum takviye çubukları ve ıhlamur gövdeler ise diğer standartlar. Eğer işlev ve ton olarak da görünüşlerinin altında kalmazsa bu seri can yakar, söyleyeyim.

Prestige hattında uzun bahsetmeye değer özel bir model yok. Hemen hemen geçen yılın aynısı. Ancak RG3250MZ DY’nin sarısı tam DY (Desert Sun Yellow) değildi, bu sene daha bir uygun olmuş, üstelik kafa kısmı da gövdeyle aynı renge getirilmiş, ki bu şık olmuş. Yine DiMarzio Air Norton, Tone Zone ve True Velvet(s) manyetikler bulunmakta. RG3250MZ modelinin bir de mor renkli (FOB) renk koduna sahip bir model daha girmiş, çeşni olmuş. Bu arada bunlarda super wizard HP, az daha kalınca olan wizard hp ve ultra HP sap profilleri var, onu da belirtelim. RG1527 ise bu sene bir ibanez klasiği renge bürünmüş; siyah  şık olmuş bu, orası tamam ama siyah be usta… Ancak Edge Zero 7 (ZPS3fx’li) köprüsüyle daha da güzel artık. 

Standart seri RG’lerde ilk gözüme çarpan, önceki yıllarda sadece ABD iç pazarına çıkan dişbudak gövdeli modellerin Avrupa pazarı içinde de yer alması. Bence şık bir hareket olmuş ve şu bir çok kişinin sövdüğü (ki bazılarının tutarsızca) ıhlamur hakimiyetinin az biraz da olsa kırılması adına da iyi. Eğer dişbudaklar hafifse ne ala… Edge Zer II’ler de pek yakışmış ayrıca. Beni şaşırtan esas konu ise yeni bir sap profili ile karşılaşmak oldu; wizard III. İşin garibi wizard II, 7 telli türleri haricinde hiçbir modelde yok gibi. Ayrıca RGD için ayrı, RGA için ayrı, RG için ayrı sap özellikleri verilmiş katalogda ki ben bunu her birinin profillerinde farklılıklar var gibi algıladım. Deneyeceğiz bakalım…

RGD’ler ve RGA’ler prestij ve standart RG’lerde anlattığım hemen her şeyden nasibini almış durumdalar. RGA’ler de ufak bir iki modifikasyon var. Sap boynuzları, tıpkı Chris Broderick’in RGA’ine daha bir benzemiş, oyma yapısı açısından. Geçen senekine çok yakın ama yine de farklılar. RGA427Z’nin manyetiğini hiç sevmedim. Değiştirmek istersen tek alternatifin EMG. Gerçi Duncan Blackout’ların, EMG’lerle doğrudan değişebilecek şekilde olanlarını yaptı (millet emg’lerden kurtulsun diye) ama yine de alternatifin aktif. Bunu sevmedim. 6 telli modellerde belki daha farklı alternatifler olabilir ama 7 tellisi bundan nasiplenmemiş ki dedim ya, hoşlanmadım bundan. Bence bu bir eksi. Diğer bir eksi ise sabit köprülü RGA’lerin baştan beridir standart köprüsü olan Gibraltar Plus köprüye veda edilmesi. Gibraltar standarttan çok daha zarif bir köprü idi ve prestige hattında hiç sabit köprülü RGA kalmamış olmasından kaynaklanan bu durum da bence iyi olmamış…

ARZ serisinde ise sert metalcileri sevindirecek bir güzellik mevcut: 24 perdeli LP türevi bu gitarların üst modellerinde EMG81-60 manyetikleri dikkat çekiyor. ARZ yeni bir seri olsa da yeni bir seri muamelesi yapmıyorum. ART serisinin 24 perdelileri işte…

XP serisi edge III köprüleri hala barındıran yegane seri olma gururunu yaşıyorlar. 

Gelelim S serisine. Bu seneye özel ahım şahım bir yenilik yok aslına bakarsak. S5470Q WCB diye pembemsi bir model var prestige’lerde ki bence güzel bir model. Zaten geçen seneden beridir tüm S’ler 24 perde. 

SV ve SA’larda kayda değer bir değişiklik yok. Ki keşke SV’lere biraz daha kalınca bir sap koysalar. Bence gayet hoş aletler. 

JS’ler geçen sene ile notamo aynı. JS2400, Satriani’nin de gözbebeği son zamanlarda. 

Jem’lerde Jem77FP2 yeni model olarak kataloğa girmiş durumda. Ben sevmedim bu modelin desenini. Nerede orjinal 77FP’dekiler, nerede bu? Gerisi bildik jem/uv hattı. 

Imzalı modellerde beni sevindiren model, sevmediğim grup Korn’un gitaristi munky için üretilen oldu; APEX100 TFB diye bir model. Neden sevdim modeli? Öncelikle H-S konfigürasyonu bana sempatik geldi, dahası PAF7’den Blaze’e geçilmiş olması da gayet yerinde bir karar bence, kızılağaç gövdeli oluşu, 3 ton sunburst finişi, pena muhafazası filan da cabası. Kullanılan donanımın da “powdered cosmo black” luşu aleti daha da şık yapan bir detay. Powdered olunca daha satenimsi oluyor. 




MTM’lerin üst modellerinde aman aman bir değişim yok. Ancak alt modellerde Duncan’lara geçmesi iyi haber. Ancak modeller hakkında bir bilgim yok, standart Duncanlar değiller yalnız. 

Neyse benim İbanez 2011 Avrupa modelleri için önyorumlarım kabaca böyle. Ben beğendim açıkçası. 2011 modelleri benim için bir hayal kırıklığı olmadı, bilakis cidden çok şık modeller, kilitli çapaların dönüşü, yeni köprüler, köprülerde iyileştirmeler, titanyum destek çubukları, daha iyi manyetikler filan gibi gelişmeler mutluluk verici. Eğer Edge Zero 2 cidden iyi kullanıcı test sonuçları alırsa hakikatten şanına şan katacak ibanez ve düşük fiyatlı shred gitarları sınıfında liderliğini daha bir güçlü bir şekilde perçinleyecek. Zaman içinde öncelikle NAMM bildirimlerini okudukça ve TR’ye gelen modelleri denediçe daha fazla bilgi ve fikir sahibi olacağız.

Sevgiler,

B

Tarafımdan yazılmış olan bu içeriğin izin alınmaksızın ve/veya "TAM" kaynak gösterilmeksizin alıntılanması, kopyalanması durumunda yayımcı şirket gerekli her türlü yasal yaptırımlara başvurmaya yetkilidir.

Popüler Yayınlar