Merhaba Tim. Sound Dergisine hoş geldin. Bu Türkiye’den yapılan ilk
röportajın olduğundan, aslında oldukça klişe sayılabilecek bir soru ile
başlamak istiyorum, eminim bir çok kez yanıtlamışsındır ama bize gitar tonları,
gitar çalımı ve manyetikler anlamında, bu işlere nasıl başladığından
bahsedebilir misin?
Merhabalar. Gitar çalmaya, aslına
bakarsan oldukça geç, yaklaşık 15 yaşımda başladım ve bu virüs bir kere
bulaştığında artık kurtuluş yok, biliyorsun. Okul bittikten sonra burada
İngiltere’de ve sonraları Almanya’da çok çeşitli gruplarda çaldım. Bu süreçte,
hayatımı müzikten kazanmanın hiç de düşündüğüm kadar kolay olmadığını çok çabuk
fark ettim ve İngiltere’ye geri dönerek özel gitar dersleri vermeye başladım ki
bu iş beni hem hayata bağlıyordu, hem de yeni şeyler öğrenmeye de imkan
tanıyordu. O ara eşimin vokalistlik yaptığı bir metal grubuyla çok aktif bir
şekilde ilgileniyordum. Bu grupla, hatta, İngiltere’de geniş bir turneye çıkıp konserler
verdik ve Radyo 1 gibi çeşitli kanallarda çaldık. Elkie Brooks adındaki bir
blues şarkısının oğluna gitar dersleri verirken, zaman içinde albümündeki bazı
şarkıların gitar bölümlerini çalma, sonrasında ise turne grubunun bir parçası
olma teklifi aldım ki 90’ların çoğu böyle geçti. Baskın bir şekilde rock ve
metal çalan bir altyapıdan gelip, kendimi böylesine ciddi müzisyenlerle bu tarz
ortamlarda bulmak gözlerimi açan bir deneyim oldu. Bu zaman diliminde özellikle
gitar çalma, prodüksiyon ve şarkı yazımı konusunda çok şey öğrendim.
Son 10 yıldır ise burada bir Ozzy
saygı grubunda çalıyorum; en yakın arkadaşlarımla beraber kurduğumuz ve sürekli
turneye çıkma baskısından uzak bir şekilde çalabildiğimiz bir grup bu. Bu grup
aynı zamanda yaptığım manyetikleri kanlı canlı sahne ortamında test edebilme
imkanı da tanıyor.
Tüm bunların dışında Amerikalı
bir metal grubu olan Iced Earth ile çalışıyorum, albümlerindeki bazı sololara
katkım oluyor ki geçmişte Jon Schaffer ile bazı albümlerdeki şarkıların
yazımında da bulunmuştum. Almanya’dayken Chitty Somapala ile de “Civilization
One” grubunda çalmış ve albümündeki bazı şarkıların yazımında da yer almıştım.
Ama artık Bare Knuckle tüm boş vaktimi alıyor ve Almanya’ya git gel yapıp grupta
yer alamıyorum.
Bugünlerde ise sadece keyif için
bir saygı grubunda – adı “No Rest For the Wicked” çalıyorum. Tümü muhteşem
gitaristler olan Rhoads, Lee ve Wylde’ın gitar bölümlerini çalmak hem çok
eğlenceli, hem de zorlu bir iş. Ayrıca Red Seas Fire gitaristi Adam Getgood’a,
gruptan iki elemanın ve eşimin de dahil olduğu bir projede yardım ediyorum.
Hayatımdaki önceliğin daha ne kadar Bare Knuckle olacağını kestiremiyorum ama
günün birinde gün ışığını görebileceğimi düşünmek güzel :)
Sıkı bir program, hm? Neyse, bildiğim, görebildiğim kadarıyla PAF türü
eski usul manyetikler konusunda oldukça ayrıntıcı bir yaklaşıma sahipsin. Çoğu
tarihsel olarak uyumlu aletler. PAF tipi manyetikler konusundaki nasıl bir
genel bakış açısına sahipsin?