Gitar Yaptırma Süreçleri Hakkında
Yaklaşık 6-7 yıldır
seminerlerimde, gitar buluşmalarımızda, Gitarizm facebook sayfasında vs.
sürekli olarak cevapladığım ilk on soruyu toparlasam başa oynayanlarından birisi
de el yapımı/özel yapım/Custom gitarlar ve bunların yapımı ile alakalıdır
herhalde. Bu konuda ülke olarak çok köklü bir geçmişe sahip değiliz, orası
açık. Ancak son on yıldır belirgin bir kıpırdanma yadsınamaz. Çok boyutlu da
bir olay bu; internet imkanları, bilgiye daha kolay ulaşım, merak, dahasına duyulan
arzu, özel bir şeye sahip olma arzusu, standartlardan alınamayan tatmin,
ergonomik nedenler, sosyolojik etmenler ve daha da ilginci orijinaline yetmeyen
bütçelerin kopyalara meyletmesi gibi itici kuvvetler ışığında gitar yapımcılığı
açısından on sene öncesine göre çok daha sıkı bir konumdayız. Ha, alınacak çok
yolumuz var, o ayrı. Ama Fatih Yılmaz, Erdem Koca, Ufuk Biçer gibi yapımcılar
insana büyük ümit veriyor. Peki seçenekler sonsuz gibiyken özel bir gitar
yaptırtmak mı doğru, bayiden yapılmışını almak mı? Hangi ustaya/lütiyeye, hangi
ağaçlardan, hangi manyetiklerle yaptırtmalı. İşbu yazı size karar vermenize
yardımcı olabilme amacıyla yazılmaktadır.
Seri üretim mi, özel yapım mı?
Verilmesi gereken ilk karar
budur. Her ikisinin kendine göre çok büyük artıları, eksileri vardır. Öncelikle;
·
Eğer yeterince gitar tecrübeniz yoksa gitar
yaptırma işlerine girmeyin: Bu işlerde karar vermeniz gereken ergonomik, tonal,
işlevsel ve ekonomik kararlar olacak. Bu aşamada, elbette, lütiyenizden destek
alabilirsiniz. Belirli bir seviyede gitar anatomisi kültürüne sahip olmak,
çeşitli türlerde gitarları denemiş/görmüş olmak doğru karar vermek, gelecekte
pişman olmamak adına çok işinize yarar. Örneğin “V” tipi sap profili, bence,
oldukça adam seçen bir formdur. Seveni çok sever, alışamayana gitar sattırır.
Denemeden tercih edilmemesi hayalinizi süsleyen gitarı çalamamanıza neden
olabilir. Kocaman bir genelleme yapacak olursam, bana göre, öncelikle tel boyu
(skala), manyetik türleri, sap profili, tuşe eğrilik çapı (radyus), tremolo
türü, perde demiri türü ve ölçüsü, üst eşik genişliği gibi konularda temel
bilgiler sizi pişmanlıktan kurtarabilir. Elbette hepsi bunlarla sınırlı değil,
onu da unutmamak lazım.
Sap Formu ÇOK Önemli bir Etmendir!
·
“Yarın satmak istersem?” gibi bir şey aklınızda
varsa sakın gitar yaptırmayın: Çok duydum bu lafı. Bana göre çok saçma, daha
almadığınız bir gitarın satışını düşünüyorsanız almayın. Altın alın, gitardan
daha fazla değerleneceği kesin hiç olmazsa. Ayrıca eklemeden geçmeyeceğim bir
söz var, Fatih Yılmaz’ın bir sözüdür, “gitar yaptırtma kendi popona göre
pantolon diktirmektir” diye. Doğrudur. Kendi elinize, zevkinize, çalımınıza,
amfi gibi diğer ekipmanınıza ve kulağınıza göre yaptırdığınız bir gitarın
yaptırdığınız fiyata gitmesini pek beklememek lazım.
Hantug Custom Guitars'da Perde İşçiliği
· “Amarikan Delüks Tele alacağıma filancaya
yaptırayım, daha ucuz olur” diye düşünüyorsanız bu işlere bulaşmayın: İşte
TR’deki en büyük yanılgılardan birisi. Paran orjinaline yetmiyorsa birini bulup
yaptırayım düşüncesi. Oysa gitarın gövdesini ve sapını bedava bile bulsanız sadece
aksam bile, düzgün parçaları kullanmak kaydı ile hatırı sayılır bir meblağ
tutar. Öteki türlü de hadise ucuz etin yahnisine döner genellikle. Dolayısıyla
bu mantıkla işe başlamaktansa, malum ürünün 2.eline odaklanmak çok çok daha
mantıklı olacaktır.
· Yaşınız nispeten genç ise bir kere daha
düşününün: Alınmaca gücenmece yok, kesinlikle genç kardeşlerimi hafife almam.
Ancak şu da bir gerçek yaşınız 30’un altındaysa zevklerin ve ihtiyaçların
zamanla değişimi doğal bir sonuç. Kendim için de öyleydi; 27 yaşında
yaptırmayı düşündüğüm gitarı eğer yaptırtmış olsaydım şu an belki çalmıyordum, o
kadar net. Zira sapı eski ibanezlerdeki wizard profil olurdu ve o ipince form
şu an asla rahat edemediğim bir şey. Bu yüzden bazı zevklerin,
ihtiyaçların yaşın olgunluğu ile şekillenmesini beklemek de mantıklı olur.
·
Belirgin kararsızlıklarınız varsa netleştirmeden
bu işlere girişmeyin: Bir gün floyd rose türü tremoloda karar kılıp ertesi gün
“yok, yok. En iyisi sabit köprü” diye uykudan uyanıyorsanız, az daha bekleyin.
Ha, gitar çeşitlerini gözden geçirirken “bu değil, bu değil, bu hiç değil, bu
bizim köyden değil” şeklinde net iseniz, size her yol açık :)
Göz Nuru Yollarına Doğru…
Her şeyi etraflıca ölçüp biçtiniz
ve nihai kararınız, vardığınız nokta kendinize özel bir gitar yaptırmak.
Şimdiden tebrikler; oldukça heyecanlı ve keyifli ama kritik bir sürece
başladınız. Eğer süreci iyi yönetirseniz hayallerinizi süsleyecek bir gitara
kavuşacaksınız. Tam tersi paranıza yazık etmeniz de olası, kritikliği de
oradan. Bu süreçle ilgili yapılması gerekenleri özetleyecek olursak;
1)
Somut
Hedefler Belirlemek
Çok önemli bir
aşamadır. Hedefiniz “tonu çok iyi olan bir gitar” veya “amarikan fender tonu”
gibi sabun köpüğü şeyler veya “temiz tonlarda tele ve strat, lead tonlarda Les
Paul tonları alayım” gibi ütopik olmamalı. Gitarı yaptıracağınız kişiye mümkün
olduğunca çok ipucu verin ama bunlar elle tutulur şeyler olsun. Öncelikle bir
temel belirleyin ve hedefi o temelin üzerine inşa edin. Strat, Tele, Les Paul
temel elektrogitar form ve yapılarıyla işe başlayabilirsiniz, örneğin.
2)
Doğru ustayı
seçmek
İşin en kritik
kararlardan birisi budur. Son dönemde etrafta o kadar çok kişi kendisine
“lütiye” sıfatını yakıştırıp dolanıyor ki kim iyi, işine hakim, kim değil
ayırmak güçleşiyor. Bu durumda yapılacak şey şu; eğer aynı ildeyseniz
adaylarınızla yüzyüze tanışın, sonuçta epey bir ücret ödeyeceğiniz adamı görün,
kendiniz de bir izlenim oluşturun. İnternet tüm yorumları okuyun ama çok
güvenmeyin. Evet, bu yorumlar önemli ancak piyasamızda hatası ortaya konan,
rock yıldızı gibi davranılmayan veya daha da yaygını konuya yeterince vakıf
olmayan insanlarca ortaya saçılmış çok fazla dezenformasyon var. Bu sapla
samanı ayırmak çok güç. O yüzden tanışın ve sonrasında da önce yaptığı işleri
araştırın, mümkünse o gitarları kullanan kişilerle iletişime geçin, hatta o
gitarları denemek için izin isteyin. Adayın atölyesinde yapımda olan şeyler
varsa, yapımcıdan izin alarak, deneyin, görün. Kaç tane gitar yaptığı da
önemlidir hele hele toplasan üç tane gitar yapmadan “Paul Reed Smith de kimmiş
lan” edasıyla dolanan o kadar adam varken. Sonrasında gitar bilgisini test
edin; eğer adayınız olan lütiye 62 stratla, 54 strat arasındaki farkı
bilmiyorsa, iki noktalı tremolo ile altı vidalı tremolo arasında bir tremolonun
artı/eksilerini size net olarak anlatamıyorsa, istediğiniz tona kısa skala ile
mi uzun skala ile mi yaklaşabileceğinizi, hangisinin neden size uygun olduğunu/olmadığını,
neden kendi yaptığı gitarda sağır noktalar (dead spots) olmayacağını,
blackguard tele köprü manyetiklerinin uygun olmayacağını, broadcaster tele
köprü manyetiklerinin daha mantıklı olacağını anlatamıyorsa, P90 ile jazzmaster
manyetiklerinin farkını bilmiyorsa, “daphne blue”, “cherry red”, “sienna burst”
gibi terimler adaya bir şey ifade etmiyor, gözünün önüne o muhteşem renkler
gelmiyorsa tekrar bir düşünmek lazım. Bu tür pek çok temel ve genel kültür
bilgisine sahip olmalı, günümüz gitar teknolojisini de takip etmeli zira bu
işten hayatını kazanıyor adayınız. Bilmek “zorunda”.
Usta yapımcı Erdem Koca
3)
İmajlarla
gerçekleri ayırmak
Bir zamanlar
Çizmeli Kedi Gitar Atölyesi adında bir gitar yapım atölyemiz vardı. O dönemde
bana gelen soru(n)ların bir kısmı da insanların kafalarındaki imajlarla sahip
olmak istedikleri ton arasındaki fark temelliydi. Örneğin aslında 24,5 inç tel
boyuna, maundan kalınca sap ve gövdeye ve humbucker manyetiklere sahip bir
gitar isteyip ondan erken dönem SRV tonu almak peşinde olabiliyorlardı. Diğer
bir örnek ise yeni bir Strat aldıktan iki ay sonra “Bundan nasıl Slash tonları
alırım?” diye soran arkadaşlar verilebilir. Bu iki örnek de kafalarda imajlar
ile ulaşılmak istenen tonun uyuşmamasından kaynaklanan sorunlara yol açar.
Peşinden bir ton manyetik dener bir şeylere yaklaşmaya çalışılır, akabinde de
satış yolu görünür. Gerek yok böyle şeylere, baştan ne istediğinizi iyi
belirleyin, ona ulaşmaya çalışın, o olsun.
4)
Cimrilik
etmemeye çalışın
Genel bir Türk
mantığı var. Bir işin ana yapı parçalarında para harcamamız gerekiyorsa
harcıyoruz ama yine önemli diğer elemanlara ya paramız kalmıyor, ya da para
ayıracağımız gelmiyor. Gitar yapım işlerinde de aynı şekilde işliyor hadise.
Yapımında, ağacında vs. bütçeden kısmayıp da köprüde, akord burgusunda, üst
eşiğinde 2-3 $’lık ürünlere yönelmek, gitardan alabileceğiniz kazanımları
azaltabilirken, amaç iyi bir tona ulaşmak iken cimrilik size artı kazandıracak
bir hareket olmayacaktır. Müsrif olun ASLA demiyorum. Ancak doğru ve efektif
harcamalar işin temeline paralel bir strateji olur.
5)
Aksam
hakkında iyi bir araştırma yapın
Az önceki
maddede de bahsettiğim gibi efektif bir bütçe oluşturma için parçalar ve aksam
hakkında da bilgi sahibi olmak gerekir. Bu pazar çok geniştir. 5$’a da manyetik
var 500$’a da, 10$’a da tremolo var 1000$’a da. Akord burgularının çok çeşitli
modelleri mevcut. Keza üst eşikler, potansiyometreler, perdeler, askı pimleri
için de durum böyle. Hangisi size uygun, doğru tercihlerde bulunmak gerekli.
6)
İhtiyaçları
doğru belirlemek
Floyd Rose
tipi bir tremoloya (FRT) gerçekten ihtiyacınız var mı? Hiç kullanmayacağınız bir
FRT’ya neden para veresiniz? Hele ki o tremolo 200-300$ gibi bir fiyata
satılıyorken. Peki sadece ve sadece köprü manyetiğini kullanıyorsanız sap ve
orta manyetiğe neden yer veresiniz gitarınızda? Sahne alan bir gitarist
değilseniz wireless sisteme veya hiç akustik gitar partisyonunuz yoksa piezo
köprü sistemine, hiç işiniz olmayacaksa sustainer/sustainac sisteme neden çil
çil para veresiniz ki? Hele dövizin başını alıp gittiği bu dönemde?
Tüm etmenler
asla sadece bu kadarla sınırlı değil elbette. Ancak gitar yaptıracak
arkadaşlara fikir verir diye düşünüyorum. Burada bahsetmediğim her konu için
bana gitarizm’in facebook sayfasından, Türkiye’nin çeşitli merkezlerinde
verdiğim seminerlerde, yolda molda denk getirdiğiniz yerlerde çekinmeden
sorabilirsiniz. Ayrıca şu an yapımı süren biri Fatih Yılmaz’a yaptırdığım bir
Strat-tipi, biri de karma yapımcıların eseri olacak bir Tele projelerim
hakkında, önümüzdeki sayılarda detaylıca yazacağım ki yukarıda anlattığım
şeyler nasıl uygulanır, nasıl gerçeğe aktarılır bir örnek teşkil etsin.
Çok teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilMerhaba Üstad. Yakın zamanda meksika telecaster alacağım. (Baja tele 60's) gitarın üzerinde ki manyetikler güzel ama meksika yapımı olduğu için muhtemelen işçilik kötü olabilir. (belli de olmaz) Gitarı aldıktan sonra sizi ziyaret etsem inceleyebilir misiniz. Teşekkürler
YanıtlaSilBaja'lar cidden çok güzel aletler. 50ler bajalarından istiyorum ben :) İşçilik de hiç kötü değil, en azından gördüğüm tüm bajalarda geçerli durum böyleydi.
Sileline sağlık barış.
YanıtlaSil