Seymour Duncan Parallel Axis Trembucker 3 (PATB-3) ve 1N (PATB-1N)
İncelemesi
Seymour Duncan cidden en kafa
humbucker üreticim. Ama sayelerinde çok kıl bir ikilemde kaldım. Rahatsız edici
veya kötü değil, ama kıl. Nasıl mı? Bahsedeceğim…
Öncelikle PATB-3’ten biraz
bahsedeyim. Bu manyetik, usta gitarist ve müzik adamı Blues Saraceno
(“Seraseno” diye okunur) için tasarlanmış bir model. Tanıyanlar biliyorlardır
zaten Blues Saraceno ilk solo albümünü yayımladığı yıllarda Ibanez RG 550
kullanırken daha sonraları kendi imzalı Yamaha’larını tercih etmiştir ve bu
gitarları HSH ve HH yapılıdır. Tek kelime ile özetlersek; süperstratlar.
Ergonomik ve/veya dönemsel nedenlerle (veya sebebi her ne ise) bu tür floyd
rose tremololu süperstratları tercih eden Saraceno tonal olarak ise eskinin
klasik PAF humbucker tonlarını çok seven de bir adamdır. Bu tür bir ton arayışı
içinde Seymour Duncan’a gelir. Akabinde doktor (Seymour Amca) teşhisi koyar;
kronik PAFoloji ile birlikte seyreden Floydius Rosa. İlacı için denemeler yapılır;
o şırınga senin, bu bobin teli benim derken aranan deva bulunur, tahmin
edeceğiniz üzere o çarenin adı kemoterapi değil PATB-3’tür (aslında adı çok
cins, “parallel axis trembucker” adlı filmin 3.bölümü gibi). Geyik bir yana
haydi teknik özelliklerine bir bakalım;
Bobin Teli: 42 AWG
Bacak Tipi: Kısa
D.C. Direnci: 9,8 K Ohm (bendeki
8,98K)
Rezonans Tepe Değeri: 6 KHz
EQ: 6 / 3 / 6 (bas-orta-tiz)
Mıknatıs Türü: Alnico 5
Manyetik ilk bakışta “Bu nasıl
bir şey ola ki?” etkisi yaratıyor kimilerinde. Dahası sadece görünüşünden
dolayı sevmeyen insanları da biliyorum. Evet, alışılmışın az biraz dışında
görünen bir humbucker. 12 tane kutup başına sahip ve bunlar doğrudan telin
altına gelmiyorlar, her telin iki yanına denk gelerek daha az tel çekme
yaratıp, daha fazla ses uzaması sağlıyor, en azından üreticinin vaadi böyle.
Ayrıca karkas olarak da daha köşeli hatlara sahip (bu arada, muhtemelen formu
yüzünden her humbucker çerçevesine uymayabileceğinden bu çerçeveler manyetikle
beraber ücretsiz geliyor). Ancak şunu söyleyeyim, tipi yüzünden bu manyetikten
uzak kalanlar nelerden mahrum kaldıklarını hiç bilmiyorlar. Bu manyetik çingene
pembesi olsaydı, üzerinde “ben hırboyum” diye yazsaydı bile tercih ederdim :)
Nedenine gelince…
Hiç sevmediğim bir tabir vardır “Her yola gelmek” diye. Gitar
ortamlarında da duyarsınız, “bir kere gitar alıyorum, her yola gelen bir şey
istiyorum” gibi, “her yola gelen amfi alacam kanki, hem metal çalcam, hem de
pick floyd” gibi. Bana göre verzatilite veya çok yönlülük İsviçre çakısı gibi
bir şeydir, arttıkça işlevlerin bireysel yetileri veya kendi başına yaptıkları
işler pratiklikten çıkar, görece daha konforsuz hale gelir. İşte bu manyetikte
tüm sözlerimi (bilemedin çoğunu) yutuyorum ve iddia ediyorum; her yola gelen
bir humbucker var ise işte o PATB-3. Sevmeyene saygım olur elbette, o ayrı. Her
gitarda da iyi gitmeyebilir, o da tamam. Ama bu manyetikte çok iş var. Bu
manyetiği çok kısaca özetlemenin en iyi yolu fazla sarımlı, modern bir PAF
olduğunu söylemek. 10K’nın az altında sarım değeri ile standart PAF
klonlarından ayrılıyor. Özellikle Fleetwood Mac’ten ziyade hard rock filan
çalıyorsanız, manyetik biraz daha fazla sarımı sayesinde ortamı güzelce
toparlıyor ve dağılmadan/düzgünce overdrive tonlarına ulaşmanızı sağlıyor. Her
ne kadar EQ değerleri Duncan’ın sitesinde orta frekans bölgesi çukur gibi
verilse de (ki aslında doğru) aslında bana frekanslar itibariyle oldukça
dengeli geldi. Baslar alnico 5 sayesinde gergin, net ve ileri doğru. Orta
frekanslar, biraz daha geride ama belki de taktığım gitardan kaynaklı (Maun sap
ve gövdeli Hantuğ Titania) kulak tırmalamaz halde, tertemiz orada. Tizler gayet
net, gayet temiz. Manyetik 7,5K’lık PAF klonlarına göre çok az bile olsa daha
baskılanmış (compressed). Asla tuşe hassasiyetini bozacak, tadınızı kaçıracak
kadar değil, ki şu meşhur aktif manyetik
markasını sevmememdeki yegane sebeplerden birisidir. Drive arttıkça da
temizliği ve notasal ayrım duyumu hala gayet iyi. Bu sebepten daha da çok
seviyorum. Kulağa geliş itibariyle sıcak bir tarafı var (warm yani) ama diğer
taraftan net de alet. Çok parlak demiyorum ama net. Daha önceden yazdığım
Seymour Duncan Custom Custom incelemesinde belirttiğim bazı şeylerden oldukça
farklı. Ama bu da çok güzel. Ama CC için yazdığım Satriani-vari melodik şeyleri
çalmaya uygunluk (Always with me… ‘yi düşünün) PATB-3’te de var. CC’dan çok
farklılar tepki olarak, duyum olarak ancak PATB-3 ile de Satriani-vari melodik
pasajları tatlı tatlı çalabilirsiniz. Dahası elimdeki Titania’yı 1-2 ses pese
çekip, ultra hi-gain tarafında dolaşınca yüreklere korku salacak “jınjın”
işlerini de gayet güzel yaptığını da gördüm, hatta kaydı var. Siz bu satırları
okurken kendi yutup sayfama yüklemiş olurum (http://www.youtube.com/nienturi )
sanıyorum.
Diğer taraftan manyetiği böldüğünüzde de oldukça güzel, biraz
twangy, biraz tele-vari tek sarımlı tonları da alabiliyorsunuz. Biliyorsunuz
her humbucker’ın split tonları o kadar da güzel olmuyor ki biraz sonra
PATB-1n’i anlatırken bahsedeceğim. Ama bunun tek bobinli tonları cidden işe
yarar. Eğer PATB-3’ü gitarınıza takarsanız bu işlevini sakın atlamayın. PATB-3,
ayrıca, tuşe hassasiyeti ve artikülasyonlar anlamında da çok başarılı, bir kez
daha vurgulamam lazım.
Gelelim PATB-1n’ye… Bu manyetik
PATB-3, PATB-1 veya PATB-2 Distortion’ın kalibre edilmiş sap versiyonu olarak
düşünülebilir. Katalog bilgileri şöyle;
Bobin Teli: 42 AWG
Bacak Tipi: Kısa
D.C. Direnci: 7,5 K Ohm (bendeki
7K)
Rezonans Tepe Değeri: 6,9 KHz
EQ: 5 / 4 / 7 (bas-orta-tiz)
Mıknatıs Türü: Alnico 5
Bu manyetiği iki humbuckerın
arasında bir yerlerde diye çok kabaca özetleyebilirim sanırım; Duncan ’59 ve
Jazz. Bana denediğim gitarla, girdiğim amfi ve amfi modelleme yazılımlarında
‘59’un Jazz ile çocuğu diye düşündürdü. Öncelikle oldukça net bir humbucker.
Jazz kadar değil ama 59’dan daha net. Orta frekanslar da, dedim ya belki de
gitardan kaynaklı, hem Jazz, hem de 59’dan az biraz daha fazla. Ancak iki ana
sebep yüzünden çok sevemedim bu manyetiği; ilki split tonunu pek sevmedim.
Hatta eskiden aldığım tonu tekrar düşününce (Duncan Pearly Gates vardı) hiç
sevmeyip, eski manyetiğimi çok aradım desem yeri. 5 yönlü seçici anahtarı 4.
konumuna (sap split + orta) gayet iyi, ona lafım yok ama tek başına split
tonunu sevmedim, sevemedim – eski manyetiğimi çok aradım. Kötü değil ama Pearly Gates'in split tonu daha bir Strat-variydi, o yüzden daha güzeldi. Diğer sevemediğim
yönü ise, aslına bakarsanız, daha da kişisel, sapta bazen, bazı gitarlarda bu
kadar net bir manyetik aramayabiliyorum. Hani kırılmamış amfi tonlarında netlik
iyi hoş da bazen şunu az daha sarıp güçlendirmiş olsaydınız olacakmış diye de
düşünmüyor değilim. Gerçi resmi olarak 7,5K değerinde olsa belki daha fazla
beğeneceğim ama bendeki multimetre ile 7K okuyorum ki nispeten düşük bir değer.
Kötü bir manyetik ASLA değil ama sap manyetiğinden aradığım şey tam olarak bu
değil sanırım. En azından her zaman veya her gitarda değil. En azından 8 K Ohm gibi olsa işte...
Gelelim bu manyetikleri kime
önerebileceğime; elinde floydlu veya fender cinsi tremololu gitarı olan ve
hemen her türlü rock, blues, metal, shred çalanlar, elindeki tek gitarıyla
çeşitli müzik türlerini icra edenler, Blues Saraceno gibi “honk” soundunu
sevenler, split mplit – volüm ton ayarlarıyla çok geniş bir yelpazede ton
yaratma peşinde olanlar, “beni her ay bir manyetik denemek zorunda bırakma
arkadaş” diyenler, güçlü PAF köprü tonlarını sevenler, normal kutup başlarına
sahip humbuckerları sevmeyenler, Blues Saraceno hayranları… Sap için çok
ısrarcı olamam ama köprüyü ıskalamayın, benden söylemesi.
Not 1: Yazımın başında “kıl”
demiştim. Eğer unutmayan varsa nedenini de yazayım. Bu manyetiğe kadar Custom
Custom favori standart üretim köprü humbucker’ımdı. Şimdi bir de PATB-3 çıktı
ve ÇOK mu ÇOK sevdim. Ama CC’ı da hala seviyorum. Hangisini seçeceğim, kolay ve
zor; kolay çünkü PATB-3’ü seçeceğim. Zor, zira CC’a veda etmek zor. Ciddi bir
ikilem, kıl tarafı da bu. Galiba başka bir 6 telli ve humbuckerlı gitara daha
ihtiyacım var, köprüsüne Custom Custom koyabileceğim :)
Not 2: Bu manyetikle tanışmama
vesile olan, sevgili üstadım Mehmet Barlo’ya ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Sayesinde tanıştığım en güzel manyetiklerden birisi budur.
Harika bir yazı. Tebrikler.
YanıtlaSil