Merhabalar. Gitarizm’e hoş geldin ve senin
gibi değerli bir konuğu ağırlamak büyük bir zevk, bunu belirterek başlamak
istiyorum. Öncelikle gitar yapımcılığı konusunda bilgi alarak başlayalım. Bu
işle alakalı ilk hevesinden, bugün geldiğin noktaya kadarki süreçten
bahsedebilir misin?
Merhabalar, hoşbulduk.
Öncelikle yapmış olduğunuz başarılı çalışmalardan dolayı sizi yürekten tebrik
ediyor ve derginizde beni konuk ettiğiniz için size şükranlarımı sunuyorum.
Gitar yapım
sanatına başlamam tamamen gitarlara duyduğum sevginin ürünüdür. Küçük yaşlardan
beri, bu enstrümanın büyülü sesi beni etkisi altına almıştır. Liseli yıllarımda
bir gitara sahip olmak en büyük hayalimdi. 18 yaşıma girdiğimde lisan öğrenimi
nedeni ile İngiltere’ye gittim, orada da sürekli gitar satan dükkanları gezer, kendi
bütçeme göre gitar arardım. Tabi ki yeterli bütçem olmadığı için bunu
gerçekleştiremedim. En sonunda, Londra’da tezgahta satılan, eskicide bulduğum
sapı atık eski Rus malı bir klasik gitarı satın aldım. Bu gitarı çalmam pek mümkün
değildi, fakat tellere özgürce vurmak beni mutlu ediyordu. Bu gitarı sırtıma
alıp Türkiye’ye döndüğümde ailem bendeki gitarlara karşı olan sevginin ve
tutkunun boş bir heves olmadığını anladılar. Bunun üzerine babam bana Yamaha
bir gitar almaya karar verdi. Artık çok mutluydum, çünkü düzgün bir gitarım
vardı. İlk gitar derslerime Ali Sezgin hocamla başladım. Hocam çok hassas ve
yüreği çiçeklerle dolu bir insandır. Gitarın büyülü sesindeki ayrıntıları onun
sayesinde keşfettim. Ali Sezgin Hocam’ın yaşam felsefesinde mutluluk,aydınlık
ve gitar vardı. Güzel duygular birleşerek gitar üzerinde anlam kazanmıştı. Askerlik
görevimi tamamladıktan sonra Pera Güzel Sanatlar’da Flamenko gitar eğitimine
başladım. Hayatımda ki en önemli isimlerden biri olan Ilgaz Benekay Hocam gitar
hakkında gerçekten bilmem gerekenleri bana öğretti. Ilgaz Hocamın gitarları çok
güzeldi, onlara büyük bir hayranlıkla bakar ve dinlerdim. Ilgaz Hocam bende her
şeyin tamam olduğunu, fakat bir şeyin beni rahatsız edip eksilttiğini söylerdi
her zaman. Bir gün, iş nedeni ile Kıbrıs’a taşınmak zorunda kaldım. Kıbrıs’ta
kendime çok sessiz sakin bir hayat kurdum. Bir iki yıl sonra çok kıymetli bir
gitara sahip olmam gerektiğini düşündüm. İstediğim iki gitar vardı; birisi
Hermann Hauser klasik, diğeri Manuel Reyes Flamenko gitar.