Sahte Gitar Dosyası
Sahte. Farsça kökenli bir kelime.
TDK Sözlüğüne göre anlamı 1. Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme,
düzmece. 2. Uydurma. 3. Gerçek olmayan, yalancı. 4. Yapmacık.
Sahte veya şu an sık kullanılan
tabiriyle “çakma” ürünler, ülke olarak çok aşina olduğumuz bir konudur.
Yıllardır hem belli ölçekteki üretici, hem de bu tür ürünler için önemli bir
pazar durumundayız. Üstelik hayatımız içine dahil olmamış sektör de yok
gibidir; ayakkabıdan kadın çantalarına, elektronikten kırtasiyeye kadar gerek
bilfiil marka basılmış çakma ürünlere, gerekse de SQNY, KAMASONİC, NOKIR,
PANOSANIC, ABIDAS, REBOK, ADIDOS, PUAM, CASIQ gibi bizleri (gülmekten) yardıran
her türlü marka adlarıyla illaki karşılaşmışızdır. Elbetteki bunu çok çeşitli
sebeplere bağlayabilmek mümkün; sosyoekonomik sebepler, toplumca marka/fikir
tescili gibi kavramlara uzaylı gibi bakışımız, çok kısa vadeli kâr, ki buna
köşeyi dönme diyoruz, peşinde koşturmayı pek bir sevmemiz gibi... Ancak o
konulara burada hiç girmeyeceğiz ama neticede günümüz Türkiye’sinde, hala,
hayatımızın büyük bir parçası sahte ürünler. Elbetteki bunun gitar tarafına da
yansımaması kaçınılmazdı.
Çakma gitarların Türkiye
pazarındaki yansımalarını pek çok çeşitte görebilmek mümkün. Bunların başında doğrudan
sahte gitarların satışı geliyor. Ancak, görece büyük üreticilerin düşük fiyatlı
markalarının (Epiphone, LTD gibi)
logolarının, bazı meslek ahlakı düşük gitar ustalarınca, üst segmentteki
muadilleriyle değiştirilmeleri (yani Epiphone
logolarının Gibson, LTD’lerin ESP yapılması) gibi örnekler, kalitesiz
gitarlarına, Türkiye’de sahte EMG manyetikler takarak satışa sunan firmalar
gibi ahlaksızca teşebbüsler de yaşandı bu sektörde. Dahası iş ahlakından yoksun
bazı lütiyeler de bu dolandırıcılığa ortak olabiliyorlar. Yakın zamanda böyle İzmirli
bir örnek popüler bir forumda ortaya çıkarıldı, merak eden işin dahasına ufak
bir google araştırması ile kolayca vakıf olabilir. O yüzden benden tavsiye, bir
lütiye(?) size “Replika gitar illa kötü değildir. Ben iyileri alıp, modifiye
edip satıyorum. Orjinalinden daha iyi oluyor!” gibi laflar söylüyorsa, o
atölyeden çıkın ve geri dönmeyin. Ufak bir kâr için böyle numaralara başvuran
birisi gitarınızın tamiri veya yeni yaptıracağınız gitarınız için de, sizin
aleyhinize çeşitli numaralar yapabilir. Yeri gelmişken bahsetmeden
geçemeyeceğim bir konu daha var; “replika” kelimesinin yanlış ve müsrifçe
kullanımı; son dönemde bu tür sahte gitar satan kişiler, “çakma gitar” hitabeti
prestij kaybettireceğinden dolayı, ağırlıklı olarak “replika” kelimesini
kullanmaktadır. Ancak doğru bir kullanım değildir; replika ürünler,
orjinallerinin, genellikle birebir kopyalarıdır (orjinallerinin 6.sınıf-kötü
taklitleri değildirler) ve çok daha masum amaçlarla kullanılırlar. Örneğin bir
doğa tarihi müzesi, koleksiyonuna kendi topraklarda çıkmamış bir Allosaurus
fosilinin replikasını ekleyebilir, Steve Vai’ın 80 ortalarında çok sık
kullandığı yeşil Charvel’i “Green Meanie”’yi çok seven birisi, kendi San Dimas
Charvel’inin özelliklerini (renk, tremolo, manyetikler, çıkartmalar, pena
muhafazası vs.) modifiye ederek ona görsel açıdan çok benzeyen bir gitar sahibi
olabilir veya işi seri üretime dökmemiş bir gitar yapımcısı çok sevdiği Steve
Ray Vaughan’un “Lenny” veya “Number 1” Stratını kopyalayabilir, dahası lisans
sahibi bir büyük üretici de bu tür “saygı gitarları” üretebilir ki en güzel
örnek Fender Custom Shop’un Eric Clapton’un efsanevi gitarı “Blackie” için
yaptığı çalışmadır belki de.
Son birkaç senedir ise, işin
kötüsü, etrafta karşımıza çıkan sahte gitar sayısında, model çeşitliliğinde
artış gözlenmekte. Bunun en büyük sebebi, elbette, doğru alıcıya satıldığında
getirdiği büyük kâr. Bu konudaki şahit olduğum en büyük örnek toptan ticaretine
kalkışsanız 100$’a yurda sokulabilecek olan bir Les Paul’e, Gibson diye 2000
Lira verilmesiydi. Bu arkadaş bakım yaptırmak ve fikir almak için bana ulaşmış
ve Mersin’den Eskişehir’e gelmişti. Gitarının sahte olduğu haberini vermek ise
gerçekten kötü bir his, onu da belirteyim.
Bizim açımızdan daha kötü iki
durum daha var; ilki kalite olarak ileriye doğru giden çok şey olmamasına
rağmen, sahte gitar üreticilerinin düne göre daha orjinaline yakın görünen
ürünler üretmeleri. Daha birkaç yıl öncesinde bile pek çok çakma gitarın
sahteliği 50 metreden anlaşılırdı. Ancak şu an külliyatına hakim olmadığınız
gitarlarda, özellikle, ciddi bir ön inceleme gerekiyor. Artık biz bile bazı
gitarları tek hamlede bakarak ayıramayabiliyoruz. Bunun bir diğer sebebi ise
kötü durumların da ikincisi, Türkiye içinde yapılan oynamalar. Bizzat
karşılaşmadım ama çeşitli forumlarda bu tür gitarlar gördüm, biraz araştırınca
siz de denk gelebilirsiniz. Bu durumda kötü niyetli satıcımız sahte gitarı için
orjinal bir sap satın alıyor (ebay’den vs.) ve o sapı elindeki çakma gitara takıyor.
Siz kontrol için bakıyorsunuz sapa, logo orjinal, seri numarası vs. her şey
yerli yerinde. Ama gövde, manyetikler, köprü ve diğerleri değil. Diğerlerine
nazaran daha az kârlı, ama kandırma gücü çok daha büyük...
Çin Faktörü
Şu an dünyanın en büyük fason
üretici konumundaki Çin’de gitar ve gitarla alakalı yan ürünler ile uğraşan çok
sayıda fabrika, atölye, iş yeri ve firma mevcut. Bunların hepsi sahteci ve
dandik gitar yapan üreticiler değil. Aralarında prestijli firmalar için,
görece, kaliteli ve orjinal ürünler üreten firmalar da var ve aslında azınlıkta
da değiller. Üstelik dünyanın bugünkü düzeni nedeniyle ilerleyen yıllarda çok
daha fazla marka/model göreceğiz Çin çıkışlı. Muhtemelen bilgisayar sektöründe
Lenovo gibi bir marka çıkarttıklarına benzer şekilde bir gitar markası yarattıklarını bile
görebiliriz, zira bir gitar Çin'de üretilmiş diye illa kötü olacak diye bir kaide yok - gayet güzel aletler de çıkıyor o taraflardan. Bunlardan ayrı olarak daha farklı bir kesim var ki işte dikkat
edilmesi gerekenler onlar. Bir bölümü standart sahte gitar üreticisi. Mümkün
olan en düşük fabrika çıkış fiyatına sahip ürünü üretebilmek adına, ki aslında
bunu belirleyen ana unsur toptancıların talepleri oluyor, bazen “rezil” gibi
bir sıfatın bile yetersiz kaldığı ağaç ve aksamların kullanıldığı, perde ve
boya işçiliği gibi gitarın işçilik ölçütlerini belirleyen noktaların öylesine
yapıldığı bu gitarları üreten bazı firmaların videolarını youtube’da bile
bulabilmek mümkün. Ama daha da kötüsü var; “Orijinal Çakma” gitarlar. Çin’de
üretim yaptıran batılı firmaların başlıca korkulu rüyası, tam olarak bunlar.
Hadiseyi şöyle özetlemek mümkün; siz belli saygınlığı olan bir gitar firmasınız
ve oradan bir üretici firma ile anlaşıyorsunuz, farzı misal ayda 1000 gitar
için. Firma, adınıza üretime başlıyor. Siz üretim için gerekli bilgileri
sunuyorsunuz (planlar, üretim yöntemleri, hammaddeler, tecrübe), belki de kendi
fabrikanızdan bir eleman gönderip, orada üretim yapacak takıma eğitim
verdiriyorsunuz vs. Lâkin üretici sabah sekiz, akşam altı size üretim yaparken,
diğer iki vardiyada aynı hammaddeler, aynı çalışanlar, aynı makinelerle sizin
metanızı üretmeye devam ediyorlar. Üretilen, atıyorum, beş gitar varsa size
ulaşan üç oluyor, o iki fazla gitarı ise çeşitli yollarla daha düşük fiyatlara satabiliyorlar.
Rickenbecker’ın CEO’su John Hall bu konuda oldukça net ve dahası olduğunu da
belirtiyor*; “Şurası gerçek ki Çin’deki fabrikaların kapatma düğmesi yok.
Sekizden beşe müşterilerinin “kaliteli” gitarlarını üretiyor, günün geri
kalanında ise aynı hat üzerinde kopya ürünler üretiyorlar. Hem fabrikalar, hem
de dış tedarikçiler bunu yalanlasa da çok kereler kanıtlanmış bir şey”. Ben, emin olmamakla birlikte, bu hadiseyi "ihraç fazlası" veya "defolu ürün" olarak pazarda satılan "markalı" kılık kıyafet muhabbetine de benzetiyorum.
Firmalar bu durumun farkına
vardıklarında fabrikanın üretim hatlarını gece gündüz gözleyebilecekleri
sistemler veya fabrikada 7/24 çalışan bir temsilcisi istihdam edilmesi gibi
önlemler almışlarsa da cingöz Çinlilere bu da sökmemiştir. Beijing’de üst sınıf
gitarların satıldığı saygın bir firmanın sahibi olan Richard Thwaites’in
anlattığına göre* bazı fabrika sahipleri birden fazla üretim tesislerine sahip
olduklarından yabancı temsilcinin çalıştığı üretim tesisindeki vardiyasından
çıkıp, firma sahibinin diğer fabrikasına çalışmaya gidebilmekte, böylelikle
aynı ticari sırlarla, aynı hammadde ve parçalarla, eşdeğer üretim cihazları
ile, aynı işçiler tarafından “orjinal çakma” ürünler üretilebilmekte.
Sahtesini Gerçeğinden Ayırmak
Sahte gitarlar gitgide daha sık
rastlanır hale gelirken kendimizi nasıl koruyacağımız konusu, doğal olarak,
ortaya çıkmakta ve bu makalenin de aslında ana hedefi bu konuda fikir
vermektir. Korunmanın en temel yolu, elbette ki, bilgidir. Büyük veya küçük bir
meblağ ödemeden önce ürün hakkında yeterli bilgimiz yoksa iyi bir araştırma
yapmak bu işin püf noktası. Şunu da asla aklınızdan çıkarmayın,
dolandırıcıların en başarılı olduğu anlar, kurbanlarına kendilerini çok zeki
olduklarını ve (tekrar denk gelmeyecek) büyük bir fırsat yakaladıklarını
hissettirdikleri anlardır. Ayrıca bir gitarı araştıracaksanız, lütfen almadan
önce araştırın ki bir anlamı olsun. Yoksa “Merhaba hocam, yeni bir Fender tele
aldım 500 TL’ye, bakın bakalım gerçek mi?” diye sormanızın başta siz olmak
üzere kimseye faydası olmaz. O yüzden “geç olsun, düzgün olsun” felsefemiz
olmalı.
Sahte ürünleri ayırt etme
yöntemlerini genelleyecek olursak;
- Fiyat : Akıl sağlığı yerinde olan hiç kimse 2400$ son kullanıcı fiyatı olan bir Fender Stratocaster’ı size 500$’a satmaz. Ha, Mahmut Yıldırım adına düzenlenmiş bir kimlik sahibisinizdir (yeni kuşak bu espriyi anlar mı bilemedim ama Susurluk Kamyonunu bilenler anlar) veya tanınmış bir mafya babasının veliahdısınızdır, bir ihtimal :) O yüzden “aman çok ihtiyacım var”, yok “kız arkadaşım hamile kaldı”, yok “haciz gelecek, yoksa hayatta satmazdım” gibi laflara itibar etmeyiniz. Bir de bunların Amerika’da yaşayıp 2000$’lık gitar hediye etmeyi pek bir seven arkadaşlara/amca-dayıya sahip olanları, yok efendim, orada bilmem ne sentır’dan 78 tane gitar arasından seçip gitar alan arkadaşlı versiyonları vardır. Onlara da azami dikkati göstermek lazım gelir...
- Seri
Numarası : Seri numarası çok istisnai olarak işe yarayabilen bir
yöntemdir. Sakın ola ki temel güven mekanizması olarak düşünmeyin. Gitarın
seri numarasını girdiğinizde size çeşitli bilgiler veren siteleri de
unutun. Ben, misal, sahte Ibanez Jem üretecek olsam giderim ülkemdeki bir
Ibanez satıcısına, bir Jem dener, seri numarasını da çaktırmadan not
ederim. Ardından fabrikamda ürettiğim 2000 gitara da aynı seri numarasını
yazarım. Siz de internetten seri numarası sorgularsanız karşınıza filanca
tarihinde Fujigen’de üretilmiş diye bilgi çıkar. Halbuki değil :)
- Logo : Genelde çakma gitar üreticileri bu noktada hala işi batırıyorlar (Şekil 2). Çok şükür. Ama çakması yapılan firmaya âşina değilseniz işinize yaramayabilir zira fark etmek için logonun sap kafasındaki yerleşimini, boyutlarını, logolama malzemesini, logo fontunu vs. çok iyi bilmekte fayda var. En azından “Gibsun” yazanlara karşı daha uyanık olabilmek mümkün :)
- Donanım : İşte sahtecilerin çuvalladığı en önemli noktalardan birisi de bu; gitarı, rengi, logoyu epey yakın tutsalar bile maliyet sebebiyle dandik parçalar kullanmak durumunda olduklarından, işi bilen bir göz Hanya ile Kenya’yı hızlı bir şekilde ayırabilir (Şekil 3). Manyetikler ve onların bobinleri, kutup başları, manyetik çerçeveleri, üst eşik, fileto (Binding) malzemesi, tuşe süsü malzemesi, akord burguları, köprü, pot başları (Şekil 4), switch başları bilen bir göz için iyi indikatörlerdir. Dolayısıyla şüphelendiğiniz bir gitar varsa açın o gitarın resmi websitesini, fotoğrafları ince ince karşılaştırın, parçalarına kadar (Şekil 5).
Şekil 3 Tremolo - Üstte gerçek, altta sahte
Şekil 4 -detaylar - üstte gerçek Gibson, altta sahte
- Boyutlar : Bu da biraz uzmanlık ister. Ama çeşitli çakma gitarların, orjinallerine göre daha büyük, daha küçük, daha dar veya daha ince üretildikleri biliniyor. O bakımdan boyutlardaki anomali fark ederseniz, yine, önerim ters tarafa depar :)
- Detaylar : İşte şeytanın zırt dediği yer. Bu işlere âşina değilseniz fark etmeniz zor olabilir. Ama âşina olanlar için göz zevkini son erdirici unsurlardır. Birkaç örnek verelim; çakma Les Paul’lerin büyük bir kısmında sap filetosu, orjinali gibi değildir (Şekil 6). Gibson LP’ler çok daha zahmetli olan bir yöntemle filetolanır ve fileto malzemesi, perdeyi tamamlayacak şekilde tuşe sonuna form alır. Çakmalarda ise perdeler sap filetosunun üzerinde kalır. Ayrıca Gibson LP’lerin, sap çeliği kapağının iki vidalı olması ve düzgün nizamı (Şekil 7), bu kapak altındaki sap çeliği kanalının üçgenimsi olması, manyetik boşluklarının gövde renginde boyalı olmaları, manyetik kablolarının yapısı, elektronik boşluğunun şekli, potansiyometreler, kapasitörler gibi ayrıntılar (Şekil 8), görebilen gözler için ibretlerle doludur. Eğer sizin gözleriniz bir A markası için böyle ince detayları göremiyorsa www.gitarpedal.net gibi iş bilenleri ihtiva eden ortamlarda (Mehmet Barlo Hocamla oradayız, bekleriz ;) ) net fotoğraflarla sorun, yardım arayın.
Şekil 6 - Fileto detayı - solda gerçek, sağda sahte
Ayrıca ilk
elden yardım/rehberlik aramanız gereken ilk kurum, söz konusu gitarı Türkiye’ye
ithal eden firmadır. Eğer ki distribütörlük, bayilik sorumlulukları var, o
zaman size doğru bir yönlendirme/bilgilendirme yapmak öncelikle onların
görevidir. Benim bildiğim hiçbir yerli ithalatçı firma da zaten böyle bir
yardım talebini yanıtsız bırakmaz, o sebepten çekingen olmayın.
Şekil 7 - Sahte LP ve Berbat Detayları
İlaveten,
ikinci el olarak internet üzerinden bir gitar alacaksanız mutlaka gitarın pena
muhafazası altının, mümkünse sap cebinin (sapın gövdeye vidalandığı bölüm), sap
kafasının, logosunun, üst eşiğinin, köprüsünün, elektronik parçalarının
(manyetikler, potlar, kapasitörler) detaylı ve net fotoğraflarını isteyin. Hele
ki şüphe uyandıran bir unsur varsa ısrarcı olun.
- Diğer : Almak istediğiniz gitarı satan firma/mağaza kim? O gitarın bayisi veya TR ana distribütörünün resmi bayisi mi? İnternet araştırması yaptığınızda adı daha önce böyle bir olaya karışmış mı? Fatura gibi resmi evrak işlerinde nasıl bir yaklaşım sergiliyorlar. Ayrıca gitarla hardcase veya normal çanta veriliyorsa bu orjinal mi? Gitarla verilmesi gereken ücretsiz aksesuarlar tam mı, düzgün mü? Üretim yılı ile model birbirini tutuyor mu, atıyorum 2002 yılında üretimden kalkmış olan bir gitar size 2010 üretimi diye sunuluyor olabilir mi?
Sahte ürünler ile dolandırılmak
veya dolandırılmamak. İşin özü doğru bilgiye sahip olabilmekte, bu bilgiyi
edinebilmekte. Umuyorum ki bu yazı, sahte gitarlar konusunda belli bir fikir
kazandırabilmiştir. Her markanın, hatta pek çok bireysel modelin kendine özgü,
üretim yılına özgü özellikleri, karakteristikleri olabileceğinden, fark
edebileceğiniz üzere, tek tek şuralara buralara dikkat gibi bir yazından
kaçınmış olsam bile, yine de, işlevsel bir ön araştırma rehberi olacağından
şüphem yok.
Türk Gitar Alemine Bir Faydamız
Dokunduysa Affola! ;)
Barış Şahin 2012
*: Guitar & Bass Dergisi
Şubat 2012 Sayısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder