TTS Pickups – Austin
Flood Analizi
Teksas Blues’un efsanevi ismi Stevie
Ray Vaughan’ın gitar dünyasına olan etkisi, vefatından geçen yıllara rağmen
neredeyse hiç azalmıyor. Söz konusu olan onun, özellikle ilk iki-üç
albümündeki, hepimizin de hayranı olduğu, tonu olunca her türlü gitar ve
penalardan tellere, manyetikten amfilere gitarla alakalı her türlü ekipman dikkat
çekici oluyor. Dolayısıyla Teksas (örneğin Fender Texas Specials, Seymour
Duncan Antiquity Texas Hot) ve Teksas’a göndermeler içeren ifadeler (örneğin: Fender
Lonestar, Rio Grande’nin pek çok modeli) sık rastlanır olmakta. Amerikalı butik
bir manyetik üreticisi olan Sean Davidson da “Austin Flood” adını verdiği
single manyetik seti ile bu pazarda kendine yer arıyor.
TTS Pickups hakkında kısa bir
girizgâh yapmak gerekirse Oklahoma’dan butik manyetik, pedal ve gitar amfisi
gibi ürünlere sahip ufak bir firma. Fiyatları (en azından şimdilik) gayet makul
sayılabilir düzeyde. Strat singlelarının tanesi 55$, setleri ise 165$. Steve
Ray’in Number#1’ına göndermesi olan “Austin Flood” ise, tıpkı David Gilmour’un
kara stratına göndermeli “Crazy Diamond” set ile birlikte 210$’lık üçlü set
fiyatlarıyla en pahalı single modeli. Ürün portföyündeki manyetiklerden
doğrudan iletişimle seçebileceğiniz gibi tamamen ihtiyaç veya arzunuza göre özel
bir şeyler de sardırabilmeniz mümkün. Şu an için dahasını söylemem zor ancak
gelecek sayılarda Sean ile yapacağım bir röportajda daha derinine de ineriz.
Gelelim Austin Flood’a; Öncelikle
bazı katalog bilgilerinden bahsedelim;
Mıknatıslar : Alnico V
Mıknatıs Düzeni : Eski Stil
Farklı Yükseklikli Mıknatıslar
Tel kalınlığı : AWG 42
Tel Kaplaması : Formvar
Sap Manyetiğinin Direnci : 6,00K
Orta Manyetiğin Direnci : 6,05K
(RW/RP)
Köprü Manyetiğinin Direnci :
6,08K
Manyetikleri denediğim gitar NashS-57; köşemde daha önce ayrıntısıyla bahsettiğim bir gitar (okumak için lütfen tıklayın). Bataklık dişbudağı
gövdeye ve tek parça akçaağaç sapa sahip. Birincil tonlar olarak tipik bir
bataklık dişbudağı-akçaağaç birlikteliği sunar; baslar ve tizler ise karakteristik
olarak zengince, orta frekanslar görece çukurca olup parlak ve net bir
tonaliteye sahiptir. Teller ise Rotosound 0.11-0.10 hibriti (sarımlı teller 0.11,
düz teller 0.10). Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var, TTS Austin Flood seti
teknik özellik olarak cidden SRV Number One’ın manyetiklerine eşdeğer
tasarlanmış manyetikler. Ancak bu eşdeğerliği çok daha derin bir şekilde
değerlendirmek için SRV’nin gitar ayarlarını (relief, tel yüksekliği, manyetik
yüksekliği, SRV’nin #1’da kullandığı cins tel seti, ki 013,015,019,028,038,058
şeklindedir) yapıp kılı kırk yarma hadisesine kalkışmadım.
Austin Flood’ı iki farklı yönde
değerlendirmek yerinde olur. Modelin adı sebebiyle üzerine yüklenmiş olan SRV’nin
meşhur “#1 numara” durumu ve genel olarak nasıl bir strat single manyetiği
olduğu açısından. İlki ile başlayalım; TTS Pickups’ın herşeyi olan Sean’ın,
aslına bakarsak, “Bu manyetiklerle anında SRV tonu alırsınız, sakın
kaçırmayın!” gibi bir iddiası yok. Daha ziyade SRV’nin vefatının ardından bir
nömerolu gitarı incelenip manyetikler de değerlendirilmiş, elde edilen bilgiler
ışığında eşdeğer bir manyetik yaptığı iddiasında. Telleri yarım ses gevşeterek
manyetikleri çeşitli testlere soktuk. Elimdeki amfi imkanlarını genişletmek,
farklı amfi koşullarındaki tepkisini mümkün olduğunca düzgün bir şekilde
değerlendirebilmek adına Amplitube, Guitar Rig ve POD Farm yazılımlarının amfi
modellemeleri ile, bir çift (görece) kaliteli masaüstü monitör eşliğinde yüksek
seste denemeler yaptık. Amplitube’un blackface kılıklı Fender amfi modelleri
ile, özellikle Vibroking modeli ile yaptığımız denemelerin bizde yaşattığı
tatmin çok büyük oldu. Öncelikle, evet, manyetikler SRV işi ton eldesi
konusunda gayet işe yarıyor, özellikle az sarımlı ve alnico II mıknatıslara
sahip Lollar manyetiklerle kıyaslandığında. Nash S-57’nin üzerinde gelen Custom
Lollar manyetikler gerçekten harika manyetikler. Ancak Lollar’ların ana
vazifeleri 1950 ortaları işi tertemiz, net, pırıl pırıl strat tonları vermekti
bana göre. Sadece alnico II’den (A2) alnico V’e (A5) geçiş bile özellikle
sarımlı tellerdeki gergin, sarımsız tellerde de ise yuvarlak, yumuşak tonun
biraz daha azalıp, keskinlik ve cırtlaklığın artışı ile de kendini belli
etmekte. Ama dahası var. Sap manyetiği ile amfi sesini daha fazla açıp tonu hafifçe
kırık hale getirerek, ki Amplitube bu konuda cidden çok başarılı bana göre,
cidden tam SRV-vari sesler duyduk. Evet, oralarda “Mary Had a Little Lamb” veya
“Pride and Joy” tonlarına çok yakın sesler duyabiliyoruz. Ancak çok hafifçe
netlik sorunu var gibi geldi. Bunu özellikle 5,4K Ohm’luk Lollar sap
manyetiğinin hemen arkasından denediğim için de daha net duymuş olabilirim.
Zira netlik seven birine büyük sıkıntı yaşatacak miktarda değil veya genel
anlamda sevdiğim bir set olan Fender Texas Special kadar da değil bu durum.
4.konumda (sap+orta) ise amfi kısmındaki bir iki ufak ayarla “Lenny” vari
sularındayız. Öyle sanıyorum ki ilk iki SRV albümü tonları bakımından en iyi
neticeyi, SRV’nin “Lenny” adlı gitarı ile elde ettiği tonlar gibi geldi bana. Tel
kalınlığı olarak yakın olmak da bu yakınlıkta fark yaratıyor elbette. Yeri
gelmişken özellikle “-vari” gibi ekleri kullanıyorum zira test gitarım dişbudak
gövdeye sahipken, SRV’nin gitarlarının çoğu kızılağaç gövdelidir ve bu belirgin
bir fark yaratmakta, öte yandan. Devam edecek olursak hem 4., hem de 2.
konum-yani manyetiklerin beraber çalıştıkları konumlarda “quack” denen şey çok
tatlı bir şekilde mevcut. Hani Dire Straits’in ilk albümlerindeki tonlara epey
yakın tınılar yakalamak da olası. Manyetikler bireysel olarak da yeterince çan
gibi billur bir sese (ecnebilerin “Chime” dedikleri şeye yani) sahip. Ayrıca
Mehmet Barlo’nun sarımlı tellere kuvvetlice vurulduğunda çıkan sesi betimlerken
kullandığı “Dank” etkisine de son derece tatminkâr :) Dahası yine Mehmet
Barlo’nun Şubat 2012 tarihli Sound Dergisindeki köşesinde belirttiği “Aslında
aradığınız düz 1959 usulü (60-61 değil
zira arada ciddi bir fark var), 6.00K, Formvar AWG#42 Alnico 5’li
manyetikler” değerlendirmesine gayet güzel şekilde uyan manyetikler.
Manyetikleri SRV perspektifinden
ayrı olarak değerlendirdiğimizde ise yine artı puan alan manyetikler olduğunu
söyleyebiliriz. Bobinlerin etrafında yerleştirilmiş, ilâve bir kalkanlama bandı
ile overdrive koşulları altında standart singlelara kıyasla bir miktar daha
gürültüsüz olduğu söylenebilir. Bu konuda, ek bir yapı sahibi olmamasına rağmen
Lollar’lar da, elle ustaca sarılmış olmalarından dolayı, çok iyiydi onu da not
etmek lâzım. Nash S-57 için çok az sarımlı Lollar ‘lar yapıyı biraz “ince” yapıyordu.
Evet net oğlu net manyetiklerdi ama insan bazen biraz daha varlık arayabiliyor
ve o anlar için biraz daha fazla sarımlı manyetikler ilaç gibi geliyor. Sarım
fazlalaşırsa netlik yiten yitirilebiliyor, o yüzden dozu çok önemli. Austin
Flood bu konuda oldukça tatmin edici. Dahası sadece SRV türü tonlar değil,
başka bazı “meşhur” tonlara yaklaşmak konusunda da başarılı. İlk fark ettiğimiz
tonlar, yukarıda da belirttiğim gibi ara pozisyonlarda Mark Knopfler’ın eline
strat aldığındaki tonlar ve köprü manyetiği ile Eric Johnson’ın “Ah Via Musicom” albümündeki lead tonları
oldu. Özellikle “Cliffs of Dover”’a, Marshall Plexi modellemesiyle epey
yaklaştığımızı söyleyebilirim. Köprü manyetiğini çok sevmeme yol açan diğer bir
yönü ise hırçın Tele tonlarına da göz kırpan tonalitesi oldu. Denediğim pek çok
strat köprü manyetiğine göre daha “twangy” geldi bana. Yine eski dönem Marshall
amfi modellemeleriyle Hendrix türü tonlar elde etmek de büyük bir sorun olmadı.
Manyetiklerle yapılmış ses ve
görüntü örnekleri, SRV tonlarına ne kadar yaklaştığı ve diğerler tonlarla
alakalı örneklere şu videoyu da ekleyebiliriz;
TTS – Austin Flood, kaliteli
parçalardan, düzgün bir el işçiliği altında, işten anlayan bir ustanın bilgisi
ışığında ortaya çıkmış, stratınızı, doğru amfi koşulları ile birlikte Stevie
Ray Vaughan’ın efsanevi ilk albümlerindeki tonaliteye yakınsayabilecek bir set.
Bu işi yapabilecek başka markalar, başka modeller de var. Daha iyi yapanlar da
çıkabilir. Ancak işin içine belirleyici parametre olarak (birinci el olarak)
ürün fiyatını da katarsanız, “kendi fiyat aralığındaki” en iyi set, benim
denediğim kadarıyla, TTS – Austin Flood. Bazı butik manyetiklerin tane
fiyatının 100$’ın üzerinde olduğunu hesaba katarsak 210$’lık üçlü set fiyatı
Austin Flood’ın cazibesini daha da arttırıyor. Bu güne kadar kullandığım en iyi
Strat single’ı değil ama koskoca Jason Lollar’ın, ki manyetik duayenidir,
elleriyle sardığı “Custom Blonde” manyetikleri Nash’ime geri taktırmayacak
kadar da hoşuma gitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder