Stratım dişbudak gövdeli ve gülağacı tuşeli olacak ama pahalı olmayacak diyenlerdenseniz sizi buraya alalım, yazacaklarım öncelikle sizi ilgilendiriyor zira…
LTD’yi hepiniz biliyorsunuz, ESP’nin düşük fiyatlı gitar pazarındaki markasıdır. ESP’nin kendi klasmanında ürettiği neredeyse her modelin bir de LTD versiyonunu bulundurmak gibi hoş da bir özelliği olması sebebiyle daima bir ilgim/gönül bağım olmuşsa da, çevremde çok denk gelemediğimden, distribütör firmanın da tanıtma konusunda, belki de, cevval olmamasından kaynaklı olarak, hak ettiğinden az tanırım aslına bakarsanız. İşte bu yazıya konu alan gitarı alma hikayem tam da böyle bir anda başladı. Gerçekten de dünyalara bedel bir Nash S-57’ye sahibim Strat olarak ve ötesi yok, kolay kolay da olmaz hani. Ama bir yandan da düşük bütçeli, verzatil, (Nash’i iyice SRV tarafına çektiğimden dolayı) daha bir hard’n heavy sularında gidecek ve bunun için HSS manyetik düzeninde olacak, mümkünse dişbudak gövdeli, ince saplı olmayacak ve bu kez gülağacı tuşeli bir strat arayışına girmiştim. Bu ahval ve şerait içinde bir dönem bir şeylere bakındıysam da hep bakıcı oldum, hiç alıcı olmadım. Tesadüfen bir ilan sitesinde denk geldim ve o ana kadar açıkçası LTD aklıma gelmemişti; SX, Squier belki de uygun fiyatlı 2.el bir Meksikalı Fender bakıyordum. Görünüşü beni cezbetmişti. Sahibi ile temasa geçince tanış çıktık; Fatih Yılmaz’ın, bir dönem, yanında çalışmış olan Orçun Örsalır adlı bir arkadaştı. Sözün kısası gitarı aldım zira referansı sağlamdı; Fatih Yılmaz’a kadar giden bir referans benim için açık çektir.
Alırken aklımdaki bazı modifikasyonları da yaptırmak istedim, Orçun kabul etti ve ona parçaları gönderdim; nihayetinde tüm modifikasyonlar mükemmelen yapılmış halde teslim aldım aleti. Şimdilerde elimdeki gitarların sayısını azaltmak için satışa koymuş olsam da tanıyalım bu güzel gitarı...
Alırken aklımdaki bazı modifikasyonları da yaptırmak istedim, Orçun kabul etti ve ona parçaları gönderdim; nihayetinde tüm modifikasyonlar mükemmelen yapılmış halde teslim aldım aleti. Şimdilerde elimdeki gitarların sayısını azaltmak için satışa koymuş olsam da tanıyalım bu güzel gitarı...
Gövde : Bataklık Dişbudağı (Swamp Ash)
Skala : 25.5"
Sap : Akçaağaç
Klavye : Koyu renk gülağacı
Klavye Yariçapi : 350mm
Perde / Fret : 22 - XJ
Manyetikler : ESP Designed LH-120N / ESP Designed LH-120M / Seymour Duncan Pearly Gates
Kontroller : Vol/Tone/Tone - 5 Way Switch
Askı Butonları : Schaller Tipi Kilitli
Burgu : LTD
Köprü : Hantug Vintage (Soğuk haddelenmiş çelik/zil princi sustain bloğu)
Renk : Natural
Donanim Rengi: Krom
Karşımdaki alet tam bir HSS “fat” strattı öncelikle. En büyük endişem sap profiliydi. Kataloglarda “ince U” diyetanımlandığından ve aleti daha önce hiç denememiş olduğumdan dolayı bir “acaba?” daima aklımdaydı. Bu yüzden dikkat kesildiğim ilk yer de sap oldu. Piiufff, kesinlikle “ince” filan değil; bu bir artı. “U”’dan ziyade “D” daha doğru bir karşılama olur sanırım. Üst eşik tarafında 42mm eninde yaklaşık 20mm’ler civarında kalınlığında bir sap formu var. “D” tipindeki bir sap olduğundan dolayı “omuz” denen çıkıntıları var ve bu omuz hadisesine hiç alışamadım. İlk elime aldığımda da hissettim bu hadiseyi. “D” kötüdür demiyorum, epey seveni de var. Hatta 70’lerin Strat’larını sevenler bu profile bayılabilirler bile. Ama sadece pek bana göre değil. Ama ince olmasından kat be kat iyidir her durumda.
Gövde, düzgün bir şekilde birleştirilmiş iki parça dişbudaktan yapılma. Önceki bazı yazılarımda ve verdiğim seminerlerde de dile getirdiğim gibi bu dişbudağın hafif olanı makbuldür. Kendi adıma ağır dişbudak olacağına hafif başka bir ağaç olsun daha iyi. Ama hafif ve titrek olanını da bulunca tadından yenmez hani (elbette sap da ona göre olacak). Benim gitarımdaki olabilecek en hafif örneği değil, ağır da değil ama. Nötr taraftan hafife meyleder durumda. Bu fiyat rejimindeki bir gitar için artı elbette. Görsel olarak da son derece şık. Geniş, kocaman gözenekler ve damarların şeffaf cila ile zarif bir şekilde sunulduğu bir görsel var ve bunu çok seviyorum.
Fabrika çıkışında siyah pena muhafazası vardı ve kaplumbağa deseninin çok daha fazla yakıştığını düşündüğümden onu değiştirttim. Elbette manyetik ve elektronik sistem değişimi için de gerekliydi bu değişim. Tüm potlar, siviç, kapasitörler, manyetik kapakları değişti. Sadece sap ve orta single manyetikleri bıraktım zira kötü değiller. Ancak ve ancak… İlginç bir şey var; sap manyetiğini iki farklı multimetreyle de ölçtüğümde benzer bir sonuç çıktı. Normalde strat sap manyetikleri 5 ile 6,5-7 KOhm arasında bir dirence sahiptir. Sarımla doğru orantılıdır bu; çok sarım büyük direnç, az sarım düşük direnç. İşte benim gitarın sap manyetiğindeki okumam 3,90K. Orta manyetikte 5,90, köprü manyetiği olan Seymour Duncan Pearly Gates’te (sap versiyonu) ise 6,86K. 3,90K’lık sarım nedeniyle sap pozisyonunda ton biraz ince ama acayip de net. Net oğlu net hatta. Hani stratların bazısında, ayarsız stratların da tümünde görülebilecek sap tonunun bol çamurlu olması (netlik sorunu) hali bunda yok anlayacağınız.
Köprüdeki Pearly Gates (PG) ise Stratların köprüsüne en yakıştırdığım humbucker. Sap ve orta ile daha da iyi anlaşsınlar diye ben sap versiyonunu tercih ettim. Cırtlak strat köprü tonlarına ilaçtır. Sıcak ve güçlü ama asla diğer manyetikleri boğacak, domine edecek kadar da kontrolsüz değil. Cidden bayılıyorum şu PG’lere. Hem Les Paul’lerde, hem Stratlarda, hem de süperstratlarda çok iyi iş çıkarıyorlar genelleyecek olursak. Bu arada görsel olarak uzaktan bakınca üç single gibi görünme efekti olsun diye de zebra bobinli Duncan’ların şık bir katkısı oluyor.
Gitarla gelen tremolo benzer cihazlardakine kıyasla çok daha güzel. SX’lerde filan böyle bir tremolo yok. Ancak yine de pek güzel değil. En basitinden sustain bloğu hala dandik “zamak” (bir çeşit çinko alaşımı). Steve Vai’in bir röportajında söylediği “köprü gitarın kalbidir” sözüne katılırım. Bu yüzden Hantuğ yapımı canavar gibi bir tremoloyu gitara dahil ettim. Gerçekten birinci sınıf bir iş ortaya koymuş Hantuğ. Soğuk haddelenmiş çelik blok ve tel yuvaları (saddle), altında ise zil princinden sustain bloğu. Dünya sınıfı bir iş. Sonuç? Taşşşş!
Rahatlık ve konfor açısından standart bir strata göre bazı artıları var. En belirgin olanı ise sapla gövdenin birleştiği yer olarak öne çıkıyor. 22 perdeli gitarın tuşesinin son noktasına kadar kolayca ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca hem ayakta, hem de otururken çok rahat.
Tuşe çapını kendim ölçmedim ama çok yüksek ihtimalle 12 inç, bir ihtimalle 14 de olabilir ama sadece küçük bir ihtimal.
Perdeleri XJ yani “ekstra jumbo” olarak belirtiyor LTD.
Kıssadan hisse; gitar fiyatı, modifikasyonlarla iyileştirilmeyi hak ediyor olması, tasarımı, beklentileri karşılama oranı, doğru malzemelerin çoğu iyi olarak kabul edilebilecek parçalarla ve nispeten düzgün ağaçlarla bir araya getirilerek meydana getirilmiş olması, güzel görünüşü gibi avantajlarla tercihiniz olmayı hak ediyor. Bazı keşkeler var ve elimden geldiğince kendi modifikasyonlarımla bunları giderdim ve kendimce gitarı birkaç tık daha üste taşıdım. Böylelikle ortaya tonal açıdan daha güvenilir, yıldızları vaat etmese de işini daha da iyi yapan, şık, zarif ve alımlı bir Strat çıktı. Almayı düşünenlere bir fikir vermesi dileğiyle…
Sıfır fiyatı şu an Cangöz Müzik'te 485$ gözüküyor. 2.elleri ise genelde çok daha uygun.
Not: Bu modellerden alırken lütfen ağırlığına bakın ve mümkün olduğunca hafif olanları tercih etmenizi, kendimce, öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder