Geçen hafta amerikadan gelen bir arkadaşımın eşi sayesinde birkaç mıknatısa sahip oldum. Böylelikle epeydir kafamda olan bir projeyi hayata geçirebildim.
Öncelikle son gitarımın manyetiklerinden hiç memnun değildim. Seymour Duncan Livewire Metal set vardı. Hani "ölümüne metal" hayat felsefem değil ve çok yönlü olabilen şeyleri seviyorum köprü için. Yoksa sert metal yapıyor olan için sapık bir set bu LW Metal. Ama o kaçınamadığınız kompresyon ve muazzam çıkış beni benden aldı ki ben çıkışı daha yüksek başka bir manyetik bilmiyorum. EMG'lerden filan bile, aklımda kaldığı kadarıyla, daha yüksek.
Elimde RG550'den çıkmaz bir V7 vardı. Eski üst RG'lerin sapında kullanılan bir manyetik. Yıllardır kullanılır ama kendi içinde dönemleri var bunların da. 9K ile 10K'nın az latında dolanıyorlar. Bendeki daha az sarımlı olan dönemden aslında ama benim ölçümüm 9,5K'nın az daha üzeriydi yanlış hatırlamıyorsam. Hafif mismatched bobinli idi hatta ama tekrar bakmam lazım, ezbere konuşup yanlış bilgi vermeyeyim. Bobindeki tellerin kapladığı hacmin dc direncine ilişkilendirerek bir tahminde bulunmam gerekirse AWG42 telle sarılmış derim. Mıknatıs olarak ince (normal alnico kalınlığı veya çok az daha incesi) seramik var.
Normalde sap manyetiği ve sapta cidden sevmiyorum bu manyetiği. Netlik sorunu bu V7/V8 manyetiklerin en büyük sorunu zira. Ibanez yıllarca neden kastı bunlarda anlamıyorum da ki V1 ve V8 kağıt üzerinde bunlara yakın olmasına rağmen, bence, daha iyi manyetikler.
Aklımdaki ise bu manyetiği biraz çekip çevirdikten sonra köprüde kullanmaktı. Aslında bu haliyle de denemek fena olmazdı da neyse. İlk iş olarak nihai yüzey işlemine girmemiş (roughcast) alnico 2 mıknatıs yerleştirmek oldu. Mıknatıslar şarjlı geldi ama diğer mıknatıslarla etkileşim olmuştr, sıcak/soğuk olmuştur filan diye tekrar şarjladım. Tam şarjlı olarak girdiler aletin içine. Bu arada manyetiği içindeki koca parafin yığınlarını (gerçi asla bir epiphone seviyesinde değil. Onlardaki durum korkunç seviyede) da söktüm. Manyetiği birleştirirken de, biraz daha az köşeli, yuvarlak hatlı bir ton için Duncanlardan söktüğüm, standart paf tipi vidalı kutup başlarını taktım.
Sonuç? Sapta hiç sevmediğim şeye, bu değişikliklerden sonra köprüde bayıldım. Bugüne kadarki en iyi köprü manyetiği filan değil ama eski/yeni hali arasındaki fark itibariyle değişim çok güzel oldu. Daha önce V1'e aynı şekilde yaptığım modifikasyonu yazmış ve EVH demiştim kısaca. Hah, bu o kadar EVH değil mesela. Gainli Marshall sularında kahverengine bürünüyor bu da ama o kadar EVH değil duyduğum. Ama özellikle midleri çok tatlı bu manyetiğin. Hem dengeli, hem de kulak tırmalamıyor. Baslar net ama A2'den beklendiği gibi üzere sıkı değil. Ancak mesela custom custom'daki kadar gevşek/sünger de değil. Tizler ise yuvarlak ama belirgin.
Bu arada saptaki Gibson 490T ile de fena olmadılar. Sadece 490T (bu arada gibson'ın manyetik kodlarına gıcık oluyorum, İstanbul otobüs numarası gibi değil mi yahu?) azıcık bir şey kapalı kalıyor. Normal zira o da bir köprü manyetiği, A2 mıknatıslı ve 8 küsur K direnç değeri var filan. Alında onu da A3 ile mi değiştirsem diye düşünsem de bu yol paralarıyla, bu yeni vergilerle kısa vadede tekrar ne zaman girerim mıknatıs işine meçhul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder