Baya modifikasyon da var elbette. Öncelikle gitar, normal hayatına saten kırmızı bir RG olarak başlamıştı yıllar önce. Sonra sahıbı biizm Çizmeli Kedi'ye getirip acayip derecede modlatmıştı Ufuk'a. O hali bakın şu idi;
Yıllar sonra gitar bana geri geldi takasla. Ancak boyasında ciddi kırıklar vardı, renkler de biraz solmuştu. EMG adamı da olmadığımıza modifiye etmeye karar verdim.
Gitarı demonte edip gövdesini Yüksel Güneylioğlu'na yolladım. O da hem kenarları ve konturları biraz yumuşattı, orta single yuvasını yeniden açtı ve bu güzel renge boyadı nitroselülozik boyayla. Geldiğinde montaj kuntaj işleri için Ercan Bilir'e tayinini çıkardım. İşlemler sürerken tuşenin çalıştığını gördük ve tuşe değişimi yapmak zorunda kaldık. Eskisinden daha kalın bir gülağacı kullandık; böylece sapın kalınlığı da artmış oldu. Primer ton olarak da orta midlerin biraz daha belirginleştiğini ve netliğin de bir miktar arttığını söyleyebilirim. Özellikle sarımlı teller için "o eski halimden eser yok şimdi" şarkısını, pozitif anlamda, söyleyebiliyorum. Paslanmaz çelik jumbo perdeler geldi, son perdeler oyuldu, ayarları filan yapıldı ve ben gitarıma kavuşmuş oldum.
Sapta Seymour Duncan Pearly Gates, ortada ibanez S1, köprüde de Dimarzio Tone Zone var. Ben çok sevdim, Allah daha iyilerini sizlere nasip etsin...
Çok hoş gözüküyor. Elinize sağlık.
YanıtlaSil