6/13/2023

Hakan Seçkin (MATT Guitars) Özel Röportajı 2.Bölüm

 Röportajın öncesine BURADAN ulaşabilirsiniz


Son dönemde yerli gitar ve gitar parçası üretim gücünde fark edilebilir bir ivme dikkat çekiyor. ERS ile manyetik, Hantuğ ile de tremolo ve köprü gibi ana parçalar ileri seviyede üretilir, alınır/satılır oldu. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yerli üretimin son yıllarda bu şekilde gelişmesi çok güzel. Bu aşamada hem gitar yapımcıları, hem donanım üreticileri olarak hepimize bir takım sorumluluklar yükleniyor ister istemez aslında. Dünya standartlarını yakalamak ve yer yer bu standartların üzerine çıkmak çok önemli. Hantuğ ve ERS bu konuda oldukça başarılılar. Benzer şekilde Rockfabrik Effects -ki sanırım uluslararası pazarda son dönemin en başarılı yerli girişimi oldu- çok güzel bir şekilde temsil ediyor ülkemizi. 

Bu noktada internet sayesinde hızlanan globalleşme rüzgârının da etkili olduğunu düşünüyorum; Dünya'nın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bilgi ve gelişmelere hızla ulaşmanın mümkün olması, hem üretim kalitesi hem de pazarlama konusunda çok daha iyi şeylerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Gereken yalnızca vizyon ve araştırma bilinci… 

Ayrıca kullanıcıların da daha fazla bilgiye hızla ulaşması sayesinde bilinçlenmesi ile kalite talebi de bir yandan artıyor ve üreticiler için de itici güç oluyor. Tüm dünyada yaşanan bu gelişmeler birçok sektörü etkilerken elbette ülkemizde bu etkilerden nasibini alıyor. Sonuçta ülkede müzik endüstrisi hem pazar hem de üretim bakımından çok küçük olsa da gelişmekte olduğu yadsınamaz bir gerçek. 

Elbette biz de bu gelişmenin bir parçası olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz.

 


Gitarlarınız boya ve bitişleriyle dikkat çekiyor doğrusu. Bitişlerdeki opsiyonlarınız nelerdir? 

Opsiyonların pratikte limitsiz olduğunu söyleyebilirim. Metalik renkler ve transparan bitişler standart zaten. Alternatif olarak kamelyon (renk değiştiren), karanlıkta parlayan, ısıyla renk değiştiren bitişler de mümkün. Kimisi baz boyalar ile, kimisi pigmentler ile uygulanıyor. 

Genelde refinish (yeniden boyama) işlerinde standardın dışına çıkıyoruz zira renk değiştirmek isteyen kişi zaten artık standart olmuş renkler dışında bir bitiş talebiyle geliyor. Renk dışında doku, desen gibi durumlar da uygulanıyor malum.

 


Peki Matt gitarlarının pazarlanması konusunda ne gibi stratejilere sahipsiniz? 

Yapılan işin kendini pazarlamasının daha efektif olduğu düşüncesindeyim. İşe ve detaylara gösterdiğimiz özen bu konuda birinci destekçimiz. Dolayısı ile hem kullanıcılarımız, hem de gitarlarımız bizim için en önemli referans. Artan kullanıcı sayısı bizim için en önemli konu dolayısıyla. 

Yakın vakitte detaylarını duyuracağımız bir proje var, kabaca 10 gitarlık “seriler” halinde, nispeten kısıtlı seçeneklerle kendi gitarınızı yaratabildiğiniz, diğer gitarlarımızla aynı standartta, sadece karar verme, sipariş alımı ve üretim sürecinin hızlandığı bir üretim planı hazırlıyoruz. Yarı-seri üretim diyebiliriz aslında buna. Bu da yerli üretimi bir adım ileriye taşıyacak bir adım olacak.

 

Üretimde yoğun ve verimli bir cnc kullanımı var gibi görünüyor. CNC’ler ile alakanız gitar yapımıyla mı başladı yoksa geçmişi de var mı? 

CNC tamamen işin bir sonraki aşamaya taşınması amacıyla ortaya çıktı. Biliyorsun bu konuda insanlar ikiye ayrılıyor, “CNC kullanınca gitar “el yapımı” olmuyor” diyenler ve “CNC’de bir alet, onu kullanmak işten sayılmıyor mu peki?” ciler… 

Şablonlarla çalışırken ortaya çıkan iş büyük oranda birbirini tekrarlıyor, fakat gitarın çalımı ve performansına etki etmeyecek ufak farklar ister istemez oluyor. Bu farklar benim için hassas bir konu. Sonuçta atölyede denediğiniz gitar ile elinize geçecek gitar arasında fark olmamalı, referans alınan noktalar değişmemeli.

Neyse fazla uzatmayım, atölyede ilk seneyi geçirdikten sonra yavaştan CNC yapımı ile ilgili araştırmalara başladım. 1-1.5 senelik bir öğrenme ve malzeme toplama sürecinden sonra şu an kullandığım CNC’yi tasarladım ve yaptım.

CNC işin tekrarlanabilirliğini arttırarak hassasiyeti en üst seviyeye çıkardığı için mümkün olan her yerde kullanıyorum. Perde takılacak kanalları 0.02mm hassaslıkta açmak da bunlardan biri örneğin.

 

Gitar yapımı konusunda yurdumuzdan ve yurtdışından kendinize örnek aldığınız, yaklaşımlarını sevdiğiniz, takip ettiğiniz kimler var, biraz nedenleriyle bahsedebilir misiniz?

Şöyle bir genelleyecek olursak, senin de zamanında röportaj yaptığın Gerard Melancon başta geliyor. İki gitarı ile çok uzun vakit geçirme fırsatım oldu, hem görsel olarak, hem de yapı olarak çok başarılı gitarlar. Ufak tefek detaylara çok özen gösteriyor. 

Ormsby var son dönemde takip ettiğim, yıllar yılı nasıl büyüdüğünü izlemek çok keyifliydi. Perry Ormsby sosyal medyayı çok iyi kullandı ve sosyal medyanın işi nerelerden nerelere getirebileceğini çok güzel gösterdi. 

Bunun dışında yerli yapımcıların neredeyse tamamını izliyorum, çok güzel işler çıkıyor ve ilerleyen yıllar bu açıdan çok daha verimli geçecek bizler için bence.

 





Elektrogitarda “iyi bir ton” oldukça subjektif olsa da, tamamen kendi değer ve deneyiminiz açısından “iyi ton”a ulaşma formülünüz veya yaklaşımınız nedir?

Benim görüşüme göre, gitar için konuşuyorum, “iyi bir ton” dengeli bir tondur. Bunu açayım biraz, klavye üzerinde bastığınız herhangi bir akor dizilimi içerisinde çıkan sesler birbirini ezmemeli. Buna paralel olarak, birinci, on ikinci veya yirminci perde arasında tonal olarak uçurum gibi fark olmamalı. 

Hafif gövde, ağır sap kombinasyonlarının genelde iyi çalıştığını düşünüyorum. Tabii ki bu benim kişisel zevkim olmakla birlikte, gitar sahibinin beklentisine göre gitarın tepkisini, iskeletini oluşturmak için çeşitli kombinasyonlar tercih ediyoruz. 

Ağaç kombinasyonlarıyla arzulanan karakteri yakalayıp, manyetik ve amfi ile bunu şekillendirip renklendiriyoruz. 

Çok büyük bir tartışma var “ton ağacı” efsanesi ve ağaçların tona etki edip etmediği yönünde. “Ton ağacı” konsepti dilimize nedense anlamı dışında geçmiş. Ton ağacı olmayan ağaçtan enstrüman yapılmaz şeklinde bir yanılgı -ki bu çok yanlış maalesef- var. X bir ağacın fiziksel özellikleri kullanılacağı yerin ihtiyacını karşılıyorsa o ağaç orada kullanılabilir.     

Diğer nokta da ağaçların tona etki edip etmediği yönündeki ikilem… Ben bu konuda ağaçların doğrudan tonal karakteri etkilediği sonucuna doğrudan tecrübe ederek ulaştım ve gitarlarımızdaki ağaç kombinasyonlarını doğrudan bu tecrübelere dayanarak seçiyoruz.

 


Yurtdışı pazarlar konusunda somut adımlarınız, planlarınız var mı, bunlardan bahsedebilir misiniz?

Eğer büyük bir aksilikle karşılaşmazsak Avrupa’da düzenlenen butik üreticilerin katıldığı fuarlardan bir ikisine katılmayı düşünüyoruz. Malum gitarların nakliyesi biraz zor ve sıkıntılı bir hal aldığı için (CITES mevzuları vs.) zaman ne gösterecek birlikte göreceğiz.

 


Matt Gitarlarının geleceği konusunda hayalleriniz ve planlarınız nasıl? Bunlarla alakalı profesyonel adımlar atıyor musunuz?

En büyük hedefimiz, hayalimiz, daha çok insana ulaşmak. Üzerinde onlarca saat emek harcadığımız, yıllarca kafa yorup yapısal geliştirmeler yaptığımız enstrümanların yerli-yabancı daha çok müzisyene ulaşması bizi en çok mutlu edecek şey.

Diğer üreticilerle, çözüm ortaklarıyla işbirliği yaparak ülkemizde bu sektörü yaratmak, canlandırmak, yeri gelince yurtdışında da butik markalara rakip olmak hiç uzak değil. Bunun bilinciyle hareket ederek her adımımızı önümüzdeki uzun yılları düşünerek atıyoruz. 

http://mattguitars.com/guitars

https://www.instagram.com/matt.guitars/

https://gitarizm-tr.blogspot.com/2023/05/HakanSeckin.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar